ANADOLU GENÇLİK DERNEĞİ GENEL MERKEZİ 15 TEMMUZ BASIN AÇIKLAMASI

ABONE OL

15 Temmuz Kalkışmasının üzerinden bir yıl geçti. Bu kalkışmaya karşı yapılan çağrılar üzerine sokağa çıkarak direnirken Hakkın rahmetine kavuşan tüm kardeşlerimize Allah'tan rahmet, Gazilerimize şifa ve Milletimize de sabırlar diliyoruz. Tüm yaraların sarılmasını, tüm yetimlere sahip çıkılmasını diliyoruz.

Reklam
Reklam

15 Temmuz Kalkışmasının büyük bir tahribatı hedeflediği aşikârdır. Ancak 15 Temmuz Kalkışması öncesinde başta Türkiye olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde de aynı eller (FETÖ) tarafından yürütülen Ilımlı İslam çalışmasının yol açtığı tahribatlar yadsınamaz. Dershaneler, etüt merkezleri ve özel okullarda, geçmiş 30 yılda milyonlarca öğrenciye İslam ve Müslümanlık adı altında bu ülkeyi Batı’nın sömürgesi yapacak fikirler aktarılmaya çalışılmıştır.  Vatikan ve Tel Aviv sevgisi aşılanmış, Washington ve Brüksel’e hayran nesiller yetiştirilmiştir. Allah indinde tek din İslam’dır hakikatinin üzeri örtülmek istenmiştir. “Üç İbrahimi din, üç semavi din, Hıristiyan ve Yahudilerle amentüde ittifakımız var!” gibi safsatalar sürekli tekrar edilmiştir. Önce Milli Gençlik Vakfı, daha sonra da Anadolu Gençlik Derneğimiz bu tahrifata sürekli olarak dikkat çekmiş, tüm hükümetleri uyarmıştır. 

Mezkûr yapılanma (FETÖ yapılanması) sadece Türkiye’de değil, tüm İslam ülkelerinde ve diğer birçok ülkede İslam’ı tahrif etmek gibi bir rol üstlenmiştir. Bu proje Allah düşmanlarını dost, haramları helal, gayrimeşru işleri ibadet, Müslümanları düşman gören bir İslam oluşturma projesidir. Bu proje Siyonist-emperyalist odakların “Ilımlı İslam” projesidir. Ilımlı İslam, küresel bankacılık sistemiyle yani faizle barışık, İşgalci İsrail’in Filistin topraklarında varlığını normal sayan, ABD ile birlikte Müslüman halklar üzerine askeri operasyonlar düzenlemeyi meşru gören sapkın bir din anlayışıdır.  Bu sapkın anlayışın sirayet edemediği, fikirlerine tek bir muhatap dahi bulamadığı teşkilatlar Milli Görüş teşkilatları olmuştur.

Diğer taraftan biz biliyoruz ki (FETÖ olarak nitelendirilen)bu yapılanma bir kukladır.  İşin arkasında, ABD vardır, İsrail vardır, Siyonizm vardır, emperyalizm vardır!  15 Temmuz öncesi ABD’li generallerin Türkiye’de cirit atması ve kalkışmada İncirlik Üssü’nün oynadığı rol unutulmayacaktır. ABD’li General John Campbell, 15 Temmuz öncesi iki kez gizlice Türkiye’yi ziyaret etmiş, Erzurum’da ve Adana’da darbecilerle gizli görüşmeler yapmıştır.  CIA tarafından oluşturulan bir ekip, Nijerya ile Türkiye arasında en az 6 ay süren para trafiği gerçekleştirmiştir. 15 Temmuz Kalkışmasında adı geçen isimlerin ABD tarafından himaye ediliyor oluşu ve iade edilmeyişleri de ortadadır.  Bütün bunlar 15 Temmuz Kalkışmasının da 27 Mayıs’tan 28 Şubat’a önceki müdahaleler gibi küresel ölçekte planlayıcılarının ve bağlantılarının olduğunun göstergesidir.

Ayrıca 15 Temmuz Kalkışmasından bugüne geçen süreçte mezkûr yapıyla hiçbir ilişkileri olmadıkları halde, kalkışmanın karşısında yer aldıkları halde, en başından itibaren Dinlerarası Diyalog çalışmalarının bir ifsat projesi olduğunu beyan ettikleri halde azımsanamayacak kadar çok insanımız mağdur edilmiştir. Elbette işlenen suçlar karşılıksız kalmayacaktır ancak hiçbir suça ortak olmadıkları halde insanların mağdur edilmesinin açıklanabilir bir tarafı yoktur. Bu mağduriyetler, yaşanan travmalar, yapılan haksızlıklar mutlaka giderilmelidir. İnsanların adalete ve yargıya olan güvenleri sarsılmamalıdır. Kurunun yanında yaş yakılmamalıdır. Açığa almalar, gözaltılar, ihraçlar ya da tutuklamalar adalet ekseninde olmalıdır. Yoksa telafisi mümkün olmayan mağduriyetler oluşacaktır.

Bu ülkenin içi boş cümlelere, kutuplaşmaya, nefret diline ve yeni yeni mağduriyetler oluşturmaya değil, birbirimizle kardeşliğimizi yeniden tesis etmeye, sevgi bağları oluşturmaya, haksızlıkları gidermeye, yaraları sarmaya ihtiyacı vardır.

Allah bu milleti Siyonist İsrail’in, ırkçı emperyalizmin ve onların vicdansız kuklalarının şerrinden korusun.