-

İKİNDİ SOHBETLERİNDE "TARİHİ KONYA SURLARI" KONUŞULDU

Prof. Dr. Haşim Karpuz : “Konya Kalesinin MS 2- 4. yüzyıllar arasında Roma Dönemi’nde yapıldığını duvar yapı tekniğinden anlıyoruz.”

İKİNDİ SOHBETLERİNDE "TARİHİ KONYA SURLARI" KONUŞULDU
03 Aralık 2017 - 08:30
Konya Büyükşehir Belediyesi ile Konya Fikir ve Sanat Adamları Derneği ve Selçuk Üniversitesi Selçuklu Araştırma Merkezi’nin ortaklaşa düzenlediği Yaşayan Konya Hafızası İkindi Sohbetlerinde bu hafta KTO Karatay Üniversitesi, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haşim Karpuz “Tarihi Konya Surları” konulu bir konferans verdi.

Konya’nın dünyanın sayılı şehirlerinden birisi olduğuna değinen Haşim Karpuz; “Konya surları ile ilgili bilgilere minyatür, fotoğraf ve gravürlerde rastlıyoruz. Şehir surlar içinde oluşturuluyor. Anadolu’da Tunç Devri’nde şehirleşme başladı. Yerleşim yerlerinin etrafına surlar yapıldı. İlk ve Orta Çağ boyunca sur yapımı çok gelişti. Konya Kalesinin MS 2- 4. yüzyıllar arasında Roma Dönemi’nde yapıldığını duvar yapı tekniğinden anlıyoruz.” dedi.

KONYA İÇ VE DIŞ KALEDEN OLUŞUYORDU

Karpuz; “İç kale Haçlı Seferleri sırasında yıkılınca Selçuklular tarafından onarıldı. Dış surlar Alaaddin Keykubat zamanında tamamlanmıştır. İslam şehirlerinde iç içe sur oluşumlarına rastlıyoruz. İç kalede yönetim merkezi bulunurken dış kale içinde halkın yaşadığı mahalleler bulunuyordu.” dedi.

Haşim Karpuz, Konya’nın içinde bulunduğu durumu şu şekilde ele aldı: “Konya kapalı kent modeli olarak tanımlanıyor. Şehir kuzey- güney istikametinde gelişmiştir. İç kalenin 4, dış kalenin 12 kapısı bulunuyordu. Surların dışında hendek bulunuyordu. Dış kale isimleri ; Larende, At Pazarı, Telli, Aksaray, Debbağlar, Ertaş, Halkabegüş, Ayas, Sille, Antalya, Çeşme ve Yeni Kapılardır. Surlar içerisinde Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait çarşılar bulunuyordu. Sokaklar 20-25 düz damlı evlerden oluşuyordu.” dedi.

KONYA SURLARI ALANYA KALESİ İLE BENZERLİK GÖSTERİYOR

Konya surları ilgili görseller üzerinde duran Karpuz: “Konya Kalesi’nin gravürü 1827 yılında Leon de Laborde tarafından yapılmıştır. Surlarda heykel ve kabartmalara dikkat çekiyor. Surların tahrip olduğunu görüyoruz. Alanya Kalesi’ndeki melek kabartmalarına Konya surlarında da rastlıyoruz. 13. yüzyılda Konya’ya gelen Seyyah İbn-i Bibi şehirle ilgili önemli bilgiler verir.

“Irak Seferi’ne giderken Konya’ya uğrayan Matrakçı Nasuh şehrin minyatürünü yapmıştır.”

TARİHİ ESERLERİ KORUMAK KÜLTÜR VE EĞİTİM İŞİDİR

“Zaman içerisinde surlar tahrip edilmiş. Buradan elde edilen taşlar valilik binası, Kapu Camisi ve Nakiboğlu Evlerinde kullanılmıştır. Şehrin imarı yapılırken cami ve mescit dışındaki tarihi eserler tescil edilmemiştir. Kalfazadeler’in yaptırdığı Doktorlar İşhanı altında bulunan surların Yüksek Kurul kararıyla yerinde korunması kararı, diğer yapılar için de örnek teşkil etmiştir. Yılmaz Önge (1935-1992) surların korunması için büyük mücadele etmiştir. Karatay Müzesi’nde sur kazılarında çıkartılan buluntular sergilenmektedir. Mahalli yönetimler, bilim adamlarının ve basının görüşlerini dikkate almalıdır.

2015 yılında Konya surlarının yeniden ortaya çıkartılması için KUDEB heyeti oluşturulmuştur. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne Mardin girerken Konya gerekli şartları taşımadığından girememiştir. Merkezi hükümet ve mahalli idareler el birliği içinde yeniden tarihi eserleri ayağa kaldırmalıdır.”dedi.

Ayrıca Meram ilçesinde dönüşüm programına alınan Şükran Mahallesindeki tarihî eserlerin gün yüzüne çıkarılıp restore edilmesinin tarihî bir fırsat olduğuna dikkat çeken Karpuz; mahallî idarelere ve hükümete büyük sorumluluklar düştüğünü söyledi.

Program sonunda Konya Büyükşehir Belediyesi Eski Genel Sekreter Yardımcısı Salih Sedat Ersöz tarafından Prof. Dr. Haşim Karpuz’a günün anısına hediye takdim edildi.

YORUMLAR

  • 0 Yorum