-
ALİ GENÇ

ALİ GENÇ


CUMHURU ADAM YERİNE KONMAYAN ÜLKE CUMHURİYET OLABİLİR Mİ?!

05 Kasım 2018 - 06:17

Her yıl dönümünde olduğu gibi bu senede Pazartesi gününe denk gelen Cumhuriyetimizin 95.yıldönümünde Cumhurbaşkanlığı makamından başlanarak  il ve ilçeler ile belde ve köylerle dış temsilciliklerimizde yapılan  protokol konuşmalarındaki hatipler  söylenegelen, alışa gelmiş ezberlerle Cumhuriyetimizi ve Cumhuriyetin faziletlerini(!) anlattılar.

2010 YILI ANAYASA REFERANDUMU SONRASI VE O ZAMANDAN ŞİMDİYE KADAR YAPILAN ÇALIŞMALAR ÖNCESİ TÜRKİYEDEKİ İDARENİN GERÇEK CUMHURİYETLE ALAKASI YOKTU!

    Oysa yapılanlar ve söylenenlerden merhum Menderes ve Özal’ ile Erbakan’ın bu konudaki çalışmalarının da engellenmesiyle ülkemizin özelde 2010 yılı Anayasa referandumuna kadar ve genelde ise o  zamandan günümüze kadarki insan hakları, fikir ve inanç hürriyeti konusunda yapılan çalışmalara kadar Cumhuriyetin isminden başka Cumhurun idaresiyle asla ve kata alakası yoktu.

   Çünkü Cumhuriyet’in anlamının Cumhurun yani halkın kendi kendini yönetmesi olduğu göz önüne alındığında milletimizin dini ve milli duyguları ile bunların uygulanmasının engellenmesi başta olmak üzere fikir Hürriyeti yönünle ve  diğer demokrasi standartları yüksek olan  cumhuriyetleri bırakın onlarca monarşinin  bile çok, çok gerisindeydik..!!!

HALKIN İRADESİNİN ÜSTÜNDE İRADE OLMAYAN YÖNETİM DİYE TARİF EDİLEN CUMHURİYETE ONLARCA YIL ATANMIŞLAR MİLLETİN RADESİNE ORTAK EDİLEBİLİR,İNANÇLARI ENGELENEBİLİRMİYDİ

   Halkın kendi kendisini yönetme sisteminde yeryüzünde halktan büyük hiçbir gücün olmayacağı belirtilmesine rağmen pratikte de halkın iradesinin üstünde bir iradenin olmaması sağlanmış olunsaydı o zaman söylenenler doğru olurdu.!!!

   Söylenenler doğru olsaydı daha çok yakın zamanlara kadar Anayasa mahkemesi ile diğer yargı organlarıyla görevi millete hizmet etmek olan hizmetkarlardan oluşan diğer bürokratlar cumhuru ve onun dini ve milli değerleri başta olmak üzere fikir ve inanç hürriyetine saygı gösterip milletimizin genel ekseri sinin inancı olan dini inancının gereği başını evine gidip gelirken örten öğretmenin Allah(C.C.)’ın emrini yerine getirmesinin Müslüman ana okulu öğrencilerine sümme haşa kötü örnek olacağı gerekçesiyle öğretmenliği engellenip, işinden atılır mıydı?.!!!

       Ülkemizde Laikliğin merkezi olan Fransa ve bu kavranın evrensel manada kullanılıp uygulandığı diğer ülkelerdeki gibi evrensel laiklik yerine dini olanda değil de özellikle İslami olan her şeye kırmızı görmüş İspanyol boğası gibi bakılır mıydı?.

      Bizdeki Ana okulu ve devletin kurumlarının dine ve dindarlarla  bunların milli değerlerine saygı göstermiş olsalardı o zaman ülkemiz gerçek manada demokratik bir  Cumhuriyet olurdu.

 GERÇEK CUMHURİYET OLSAYDIK AYM ANAYASADAKİ YETKİSİNİ AŞARAK KENDİSİNİ TBMM SİNİN ÜSTÜNE KOYUP 411 MİLLETVEKİLİNİN OYUYLA DEĞİŞEN ANAYASA MADDELERİNİ İPTAL EDEBİLİRMİYDİ?

     Türkiye gerçekten Cumhuriyet kelimesinin Sözlük anlamındaki ”Cumhuriyet ”isim  (cumhu:riyet) Arapça cumhuriyet” Milletin, egemenliği kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı yönetim biçimi” olsaydı.

      Meclisinde ülkesinin kurucusu tarafından ”Hakimiyet Kayıtsız ve Şartsız Milletindir.” dediği Milletin hür iradesiyle kendisi adına tam yetki vererek gönderdiği Milletvekillerinin oluşturduğu Meclisin Anayasamızdaki açık ve net yetkilerine rağmen Anayasa Mahkemesi Milletin iradesini temsil eden Meclise bir zamanlar kendi yetki ve sorumluluğunu belirleyen Anayasa maddesini çiğneme pahasına müdahale edilebilir miydi?!!!

         O zamanki Renkli medyanın lideri olan gazete hangi cesaretle ”Kaosa kalkan 411 el” başlığını atardı?!!!

           Eğer ki Meclisin iradesine müdahale olmasaydı yani Türkiye Cumhuriyeti Devletinin rejimi sözlük manasında olduğu ve Atatürk’ün bize ulaşmamızı istediği muasır milletler ailesinin Cumhuriyetle yönetilen ülkelerindeki gibi olurduk..

GERÇEK CUMHURİYET YASAMAYLA, YÜRÜTME VE YARGININ CUMHURUN HİZMETKÂRI OLMASIDIR

  Öyle Olsaydık!!!         

  Daha önce ve 2002’den bu yana ise samimiyetle yapılan onca değişikliğe ve bu çerçevede yapılan yasal düzenlemelere rağmen halen ülkemizin Yasama, Yürütme ve  Yargı erkinin tam olarak  milletin hizmetkarı olması sağlanmış olmazmıydı?

    15 Temmuz 2016’da nihai hedefi ülkemizi işgale açmak olan darbeyi  Cumhurbaşkanı Erdoğan ve şu anki TBMM başkanı Binali Yıldırım’ın çağrısıyla sokağa inerek ellerindeki Al Bayraklarımızla çıplak elleriyle  göğsünü hayasızlara siper ederek önleyen milletimizin  gerçek manada  kurumların efendisi  olması maalesef halen  tam anlamıyla sağlanabilindimi?

     Bu uğurda 249 Şehit ve bunun 10 misli Gazi ile sonuçlanan  sadece ellerindeki bayraklarla bu hayasızca akını durduran milletimizin demokrasi  standardı yüksek olan  kalkınmış ülkelerdeki  gibi  ülkemizin gerçek hakimi olabilmesi için mutlaka  tam sivil tam demokratik bir Anayasanın yapılması şarttır.

   Yapılacak yeni anayasayla şimdiye kadar değiştirile, değiştirile mevcut Anayasanın kuşa döndürülmesine rağmen ideal hale getirilemedi.

   Bu nedenle zaman geçirilmeden olabildiğince tüm Partilerin, Meslek Odalarının ve STK’larında katılımıyla yapılacak uzun uzadıya istişarelerle  yeni bir Anayasanın yapılması kaçınılmaz bir ihtiyaçtır.

YENİ ANAYASA İLE TÜM KURUMLARIN YETKİ VE SORUMLULUKLARI MİLLETİN VE ÜLKENİN MİLLİ MENFAATLERİNE GÖRE DÜZENLENEREK TÜM KURUMLAR CUMHURUN HİZMETKÂRI YAPILMALI!

     Yapılacak yeni anayasa ile 1982 tarihli halen yürürlükte olan Anayasanın  AK Parti ve MHP tarafından varılan uzlaşmayla baş örtüsünün serbest bırakılması için yapılan oylamada milletin iradesini temsil eden Milletvekillerinden 411’nin yaptığı değişikliği Anayasa Mahkemesinin iptal edilmesi tamamen ortadan kaldırılmalı.

   Hadlerini aşanlar derhal hukuk çerçevesinde yargı önüne çıkartılarak hak ettikleri cezayı almaları sağlanmalı.

    Yine yeni Anayasa ile Hukuk kurumlarının ülkemizin kalkınması gelişmesi, ihracatının artması bunun içinde daha çok kişiye aş ve iş verilmesi için gerekli olan özelleştirmeler ile ülkemizin geleceğini ak edecek büyük projelerin önünün kesilmesi de engellenmeli.

    Yeni Anayasada Laikliğin bir zamanların Komünist Arnavutluk’un lideri Enver Hocanın militan din düşmanı laiklik anlayışının aksine Batı ülkelerinde uygulanan Laiklik gibi oraların insanlarının dini hassasiyetlerinin gözetilmesi gibi bizimde Nüfusumuzun  %99.5’ununu Müslüman olduğu göz önüne alınarak Dinimizin Yüce kitabının Ana okulundan üniversiteye kadar öğretilmesinin sağlanması.

    Yine bu çerçevede dinimizin  İbadetlerinin ve zikirlerinin de rahatlıkla yapılması, Peygamberimiz ve diğer kutsallarımıza dil uzatılmasının da ,ibadetlerin yanı sıra kamudaki çalışmalarda ve Üniversitelerde fiilen sağlanan dileyenin dilediği gibi giyinmesi anayasal güvenceye bağlanmalı.

 Vel hasıl yeniden Amerika keşfedilmeden tüm kurumlarını vatandaşının hizmetkarı haline getirmiş olan ülkelerin anayasaları incelenerek bizim dinimize ve milli değerlerimize uygun olan maddelerin alınması, olmayanların ise yine bize göre yeniden düzenlenerek açık ve net şekilde yoruma ihtiyaç duyulmayan kesin kelimelerle yazılarak atanmış ve seçilmişlerin akıllarına estiği gibi bu maddeleri yorumlamalarının  ve sündürmelerinin önüne geçilmesiyle gerçek manada Cumhuriyet oluruz.

   Milletimizin hakkı olan tüm güzelliklere kavuşturulması için gerekenlerin zaman geçirilmeden yapılması dileğiyle.

     Rabbim Yar ve Yardımcımız Olsun.

YORUMLAR

  • 0 Yorum

Son Yazılar