-
DERYA ÖZABA

DERYA ÖZABA


ŞEHRE GÜN DOĞMASA KINA YAKACAK ADAMLAR VAR ! SİZE DE HAYIRLI İŞLER !

14 Temmuz 2015 - 15:45

ŞEHRE GÜN DOĞMASA KINA YAKACAK ADAMLAR VAR !

Bu nasıl bir hırstır anlayamadım… Nasıl bir dünyanın malına mülküne, makam mevkiine tapmaktır. Nasıl bir ağaç taşlamaktır birkaç meyve için. Yarın hayatta bile olup olmayacağını bilmeden nasıl yaşamaktır. İyiyi, doğruyu, yanlışı araştırmadan bu nasıl bir çamur atma sevdasıdır… Ben olmuyorsam kimse olmasıncılıktır. Nasıl bir alıştığım düzen gidelim fikri ya da’’ fikirsiz’’ ligidir.

BİZE NE LAZIM ?

Bize makam odasından çıkmayan.. Birkaç arkadaşı, akrabası hariçte kimseyi makam odasına almayan’’ ben yaptım oldu’’ diyen idareciler gerek… Biz buna layığız! Öyle mesai saati kavramı olmayan, sabahın köründen, gecenin yarısına kadar çalışan, çalıştıran adamlar yaramaz bize… Bize yaşadığımız yer için bir şeyler yapan insanlar gerek değil… Biz eskisi gibi gidip başka illerin girişlerindeki meydanlarında ki gösterişli süslemeler önünde fotoğraf çektiririz… Şehirde varsa bize uymaz… Herkesin aynı yerde çekilmiş fotoları vardır çünkü hava atamayız… Bize korumasız meydanda gezen başkanlar yaramaz… Gördüğümüzde yabancılık hissetmez, başkanla tanışır, konuşuruz havasını yapamayız çünkü, ulaşılmaz olmayan bize göre değildir. Biz, işimizin hallolması için kırk kapıya kırk lira vermeye alışkın insanlarız, öyle kapısı açık buyur ne derdin var diye soranlar yaramaz, afallar konuşamayız çünkü… Bize karısı kızı sadece evlerinde şehrin avam tabakasını ağırlayan yöneticiler lazım, öyle yetimle, çoluk çocukla, açla tokla ilgilenen yönetici hanımlarına alışkın değiliz… Bize birkaç akrabasını en iyi yardımcı mevkilere koyup beş senede kadro değiştirmeyen yöneticiler lazım, işini yapsın yapmasın aybaşında bankamatikten maaşını alıp akşama kadar oturan akraba kadrolar lazım, biz öyle işe yarayıp yaramadığına bakılarak alınıp gönderilen değişken kadrolara alışkın değiliz çünkü… Biz öyle sık sık yapılan basın bilgilendirmelerine, fakir fukarayla 3bin kişilik iftar sofralarında oruç açan yöneticilere alışık değiliz, bize halkın tanımadığı hatta yüzünü bile unuttuğu, protokol masalarında kuş sütleri ile iftar yapanlar lazım… Biz bilmeyiz öyle halkın başkanı, halkın vekili falan… Halkın başkanımı olur arkadaş, başkan dediğin makamın başkanı olur, başkan dediğin paralı sanayicilerin başkanı olur, başkan dediğin sadece imzalanacak evrakların başkanı olur.  Biz bilmeyiz öyle halkın vekili falan arkadaş, vekil dediğin bir çıkar seçilince memleketinden, gider meclisin vekili olur, vekil dediğin Ankara’ nın vekili olur, vekil dediğin sadece parası olanın ihale vekili olur, vekil dediğin, makam araçlarının, korumaların, lüks lokantaların vekili olur… Gündüz meydanda gezen başkan mı oluuuur, gece fırında gezen vekil mi olur…

İŞTE BÖYLE…

İşte böyle, alışkın olmadıklarımız başımıza Başkan ya da Vekil olursa bazıları gerçekten rahatsız olur… Öyle ki bazıları şehre güneş doğmasın ister, doğmazsa yöneticileri suçlayabilmek için… Öyle ki şehre güneş doğmazsa sevinip kına yakacak kadar abartırlar bu işi.

Dedim ya şehre gün doğmasa kına yakacak adamlar var … Onlara da hayırlı işler!

Derya ÖZABA