-
ERDOĞAN KAYA

ERDOĞAN KAYA


Sayın Erdoğan sana mı düştü

07 Haziran 2018 - 05:27

        2013 yılında kaleme aldığım bir yazımı tekrar paylaşmak istiyorum, bakalım o gün neler olmuştu

        Sayın Başbakanım sana mı düştü ki, ülkeyi yetmiş semte muhtaç ederek ülkeyi kuyruklarda kıvrandırıp, mazot kuyruklarında kollarını kıran insanlara kol kanat germek. Ne zaman unuttuk ekmek, yağ, şeker, un, pirinç gibi neler neler kuyruğunda beklemeyi bu millet ne zaman unuttu bu kuyrukları.

Sana mı düştü köstebek gibi tek gidiş yollarda yürürken tem ve oto yollar yapmak.

      Sana mı düştü ilaç kuyruğu, hastane kapısından dönen hastaların elinden tutmak. Üç yıldızlı hastaneler yaparak insanların insan yerine koyulmasını sağlamak. Herkesi sosyal güvence altına alarak refah seviyesine ulaştırmak, aile hekimi ve doktor seçmeyi sağlamak.

      Samanı düştü evlerimizi isten pastan kurtararak doğalgazla donatmak.

Sana mı düştü evsiz barksız insanları TOKİ sayesinde ev bark sahibi yapmak.

Sana mı düştü faizleri düşürerek aldığı maaşla kredi çekip insanları ev bark sahibi yapmak.

Sana mı düştü İstanbul Borsasını sıfırdan alıp 93 binin üzerine çıkararak rekor kırdırmak. 

Sana mı düştü Merkez Bankası Rezervini 27,5 milyar dolar olarak devralıp, Mayıs’ta 135 milyar dolar ulaşarak rekor kırdırmak.  

      Sana mı düştü Gösterge faizini yüzde 63 seviyesinde devralıp, Mayıs ayı içinde yüzde 4,6. Çıkarmak. Devam etse idi bunu 2,5’a kadar düşürmek.

     Sana mı düştü Bir değil, iki değil, üç değil, tam dört kredi derecelendirme kuruluşu, art arda kredi notunu arttırmak.

      Sana mı düştü IMF ile ilişkilerimizde, 23,5 milyar dolar aldığınız borcu 14 Mayıs’ta ödeyerek, defteri kapatmak. Ne güzel maaşlarımızı bile IMF’den gelecek borçların gözüne bakıyorduk.

        Sana mı düştü Enflasyonda, sanayi üretiminde, dış ticarette yeni rekorlara ulaşmak.

        Sana mı düştü ülke itibarını dünyada bir yere getirmek. Ülke dışında çalışan insanlarımızın sen geldikten sonra adam yerine konmalarını sağlamak.

      Sana mı düştü 23 havaalanı varken bunu 52 havaalanına çıkarmak. Ülkeyi Hızlı trene kavuşturmak.

       Sana mı düştü İstanbul’a üçüncü köprü yapmak, Marmara’yı açarak ikincisini yapmaya çalışmak.

       Her gün ne güzel şehitlerimiz geliyordu bizde şehitler üzerinden siyaset yapıyorduk, şehit ağdı kesilmesini bitirerek sona erdirmek.

Sana mı düştü ülkede terörü bitirip kardeşçe yaşamamızı sağlamaya çalışmak.

        Sana mı düştü bu kadar yeni baraj yaparak tarım sektörünün yüzünü güldürerek tarıma destek vermek.

Sana mı düştü ülkeye demokrasiyi getirmeye çalışıp çetelerin üzerine gitmek.

       Sana mı düştü darbelerin hesabını sormak, ülkede korkuyu kaldırmak.

       Sana mı düştü okullarda ücretsiz kitap dağıtmak. Fakir fukarayı soymaya devam eden dershaneleri sonlandırarak okullara önem vermek.

Sana mı düştü 81 ile Üniversite kurarak insanların kendi memleketlerinde çocuklarını okutmayı sağlamak.

      Sana mı düştü faizleri düşürüp fakir fukarayı sömüren bankaların elinden kurtarmak.

       Sana mı düştü resim kurum, kuruluş ve TBMM başörtüsü yasağını kaldırmak.

       Sana mı düştü İmam Hatip okullarının önünü açıp, tüm liselere din kültürü ve kuran dersi getirmek.

      Bunlara hangi birisini ekleyeyim ki, saysam sayfalar almaz. Evet, çok yese idin bunları yapamazdın, sen bunları yaptığın için çok kötüsün.

       Biz ne güzel sermaye babalarının elinde oyuncak olup gidiyorduk. İstedikleri zaman bizi eziyorlar ve sömürüyorlardı. Müslümansın diye fişlenip nerede ise camilere gidemiyorduk. Ev sahiplerinin kira derdinden ev sahibinin elini avucunu öpüyorduk. Avrupa’da hiç tanımadığımız bizden daha küçük ülkelerde bile aşağılanıyorduk. Sefil ve sefalet içinde ne güzel yaşıyorduk.

       Sana mı düştü başımızı dik tutmamızı sağlamak, refah ve huzur içinde yaşamamızı sağlamaya çalışmak, tek yollarda arabalarımızın makasları kırılarak ne güzel gidiyorduk, sana mı düştü çukurlardan kurtarıp vites değiştirmeden araç kullanmamızı sağlamak. Sana mı düştü biz ne güzel hastane kapılarında sefil perişan idare ediyorduk. Şimdi adam yerine konmamızı sağlamak.

      Uyan ey Türkiye bu güzelim düzenimizi bozmaya çalışanlara karşı, zaman Sayın Başbakan Erdoğan’a sahip çıkma zamanı. Görüşümüz ne olursa olsun artık bu siyaset değil ülke meselesi olmuştur. Kapı kapı gezip bunları bilmeyenlere anlatalım. Zaman birlik zamanı dünü unutmayın.

YORUMLAR

  • 0 Yorum