-
ERDOĞAN KAYA

ERDOĞAN KAYA


Sevsen ne olur sevmesen ne olur

04 Ekim 2017 - 08:19

Sevme konusunda bir eski siyasimiz beni önceleri sevdiğini, ama şimdi sevmediğini söyledi. Tabi aslında konu kendisini asıl benim benimsemediğimden sevmediğini anladım. Beni sevsen ne olur sevmesen ne olur. Birde aynada karşı tarafa bakmalısın, ben seni ne kadar seviyorum acaba bunu biliyormusun. Evet insanlar birbirlerini sevmeli, ama karşılıksız sevmeli. Karşılık olacaksa bu da iki taraflı olmalı, yoksa bir gün sıkıntı çıkarır. Bana göre önemli olan beni senin değil Rabbımın sevmesidir, o benden razı olursa gerisi önemli değil.

      Ben zaman zaman bu konuda yazılar yazdım. Arkadaşlık başka, kadim dostluk başkadır derim. İnsanlar elbette bu dünyada yaşıyorsa tek başına yaşayamaz. Mutlaka birbirimizle tanışıyor, konuşuyor, alışveriş yapıyoruz, bir kurumda aynı yerde çalışıyoruz ve aynı apartmanda yaşıyoruz.

       Bunların tamamı dost değil, sadece tanıdığın ve arkadaşın. İş yerindeki arkadaşlarıyın hepsi dost değildir. İşten ayrılırsın arkadaşlık biter, sokakta görürsen sadece selamlaşırsın ve hal hatır sorarsın. Ama kadim dostluk herşeyini paylaştığın bir dostluktur.

      Benimde zaman zaman arkasında durduğum eski ve yeni siyasi dostlarım var. Bunlar benim gerçek dostlarım, siyaset sonrasıda dostlarım. Dost iyi ve kötü gününde yanında olandır. Yoksa iyi iken yanında, kötü durumda olunca seni satan dost olamaz.

     Beni sevdiğini ama şimdi sevmediğini söyleyen kişi aceba bana ne kadar dost ona bakmak lazım. İşin düştüğünde benim arkamda dur demek dostluk değil. İnsanın birisinden bir beklentisi varsa, önce kendisinin ona karşı ne kadar samimi olduğuna bakmak lazım.

      Sen önce kendine bakacaksın, işin düştüğünde değil, karşındakininde işi düştüğünde sen ne yaklaşım gösterdin önce bunu irdeleyeceksin. Sonrada ondan bir şey bekleme hakkın olsun. Yoksa kuru kuruya beklenti içinde olmak ahmaklıktır. Bazen herşey para pul değil, dostluk ve insani ilişkiler insana dost kazandırır.

       Çuvalla paran olur bir işe yaramaz, bazen paranla en ufak işini bitiremezsin. Ama parası olmayıp itibarı ve saygınlığı olan bir dost herşeyi halleder. Bunları birbirinden ayırt etmek lazım. Para her zaman her kapıyı açmaz bazen namerde muhtaç olursun.

      Dostluklar menfaat üzerine kurulmaz. Menfaat üzerine kurulan dostluklar belli bir yere kadardır. Gerçek dostlar dostluğu tek taraflı kurmazlar. Her iki tarafta birbirini koruyup kollar, birbirine destek olur. Bunları herkes mutlaka bir şekilde yaşamıştır.

      Arkasında durduğum bahse konu olan siyasi dostların her şeyine kefil olmam. Ama ona zarar verilmesinede kesinlikle seyirci kalmam. Gerçek dostluk işte budur. Arkadaşın bahsettiği kişilerle dün nasılsam yarında aynı olduğumu mutlaka görecektir.

      Eski Bakanımız Sayın Ali Rıza Alaboyun bugün siyasette yok. Dün onunla nasılsam bugünde aynı durumdayım. Şuanda siyaset içinde olan dostlarım var, onlarlada yarın aynı durumda olacağımı bilmenisi isterim.

      Eski Milletvekillerimizden birisi bana şunu demişti; “ Erdoğancığım dün etrafımda fır fır dönenler bugün yolda belde görünce sırtını dönüyor. O etrafımda dönenlerden sadece bir kaç kişi şimdi benle dostlar.”

      Bunu makamda ikende görmek lazım, makama gelmeden de görmek lazım. Gerçek dostları koltuk altından gidince göreceksin. Yoksa koltukta otururken gerçek dostlar yalaklardan fırsat bulup yanına bile gelemezse işte o zaman işin kötü.

      Hülasa sevgi karşılıklı olmalı, bu da sürekli olmalı. Sevmediğini söylediğin kişi seni ne kadar seviyor birde ona bakmalı. İnsanlar fani bir gün göçüp gidecekler. Önemli olan yüce Rabbımızın bizi ne kadar sevdiği önemli.

YORUMLAR

  • 0 Yorum