-
RAMAZAN TOPRAK

RAMAZAN TOPRAK


biri

21 Ağustos 2015 - 14:23

diyelimki biri,

o denli doğru laflar ediyor ki,

hepsinin altına imza atılıyor, tereddütsüz..

o denli iddialı, büyüleyici hedefler koyuyor ki

hepsinin peşinden gidiliyor, düşünmeden..

o denli beden dili kullanıyor ki

hepimizi samimiyetine inandırıyor..

o denli zamanlama yapıyor ki

hepimize 'hah işte, tam zamanı' dedirtiyor..

o denli gündemler icad ediyor ki

'işte, asıl mesele bu" dedirtiyor.. lâkin,



aradan yıllar aylar demiycem,

günler en fazla haftalar geçmeden

'imza atılan doğru laflar' dooğru çöplüğe..

'iddialı hedefleri' hatırlayan bile yok..

'inandırıcılığı yüksek o beden dili',

dozajı artırılmış yeni bir ajitasyonla

'hadi neyse, son bir kez daha' dedirtiyor,

ciddi bir kesimde karşılığını da buluyor..

'hah işte, tam zamanı' dediğimiz zamanlama

çoktaan mazideki yerini almış, unutulmuş,

uzun yıllar öncesine aitmişçesine..

'işte asıl mesele bu' dedirten gündemler mi,

üst üste bindirilen gündemler arasında kayıp..

toplum düşündürülür gibi uyutulurken

her biri toplumsal zarar ve maliyetleri kabartıyor,

içinden çıkılamaz altından kalkılamaz hale getiriyor,

bir!leri ise hep kazanıyor, şimdilik..



bu kapsamda olmak üzere,

meselenin özünü oluşturan yalan ve hayal satıcılığının

çekici olması ve sürüklemesinin nedeni,

fakirken zengin göstermesi,

mutsuzluğu mutluluk gibi tattırması,

tüm sorunları bi'anda çözüyormuş gibi görünmesi,

kişisel çıkarı toplumsal çıkar gibi göstermesi,

hıyaneti vatanperverlik gibi göstermesi,

bitişi başlangıç gibi göstermesi,

çöküşü çıkış gibi göstermesi,

yıkarken yapar gibi göstermesi,

çukuru derinlik gibi göstermesi,

cehennemi cennet gibi göstermesi,

şeytanı melek, meleği şeytan gibi göstermesi,

sarayı gecekondu, gecekonduyu saray gibi göstermesi,

kendi gaddarlığından bile mağduriyet çıkarabilmesi,

ezerken bile eziliyor gibi hissettirmesi kabilinden

beşerî insanî zaafların suistimaline yönelik

tesadüfen değil taammüden/planlanmış hamleler olması..

çok iyi bir mutfak(!) çalışması ürünü bunlar..

çağımızın yalnız ülkesel değil bölgesel ve küresel anlamda

"en etkili hükümranlık kurma yöntemi"ne

ağdalı dil kullanmadan değindik, algı yönetimine..



yukarıda, sûret-i haktan görünüp

yalan ve hayal satanların kazanma yöntemi,

diğer ifadeyle algı yönetimi silahlarına değindiğimiz

satırlarda, dost görünüp düşmanlık eden algı yöneticileri ile

algısı yönetilen dostlar ve kardeşler resmedilmiştir..

'sorun bunlar ise bunları nasıl çözeriz' derseniz,

'süreci iyi okuyup tersinden işletin' deriz..

nasıl mı..?

yine, yeni, yeniden

doğru laflar edildiğinde alkışlamak yerine

'bu 99. baskı, geç bunları' demek,

iddialı yeni hedefler döktürüldüğünde

arkasından gitmek yerine 'arkanızı dönüp gitmek',

beden dili kullanıldığında etkilenmek yerine

'beden diliyle el-kol hareketi çekmek',

iyi zamanlama yapıldığında 'bi'dakka,

niye daha önce değil de şimdi' demek,

gündem bindirmesi, saptırması yapıldığında

'gündemi saptırma, konuya gel' diye terslemek..

emin olun, bu seri sadece bir kez olsun yapıldığında

kirli çarkın dişleri bozulacak, işleyişi duracaktır..

bunları nasıl mı ayırd ederiz,

açık değil mi..?



E-Posta: [email protected]