-
RAMAZAN TOPRAK

RAMAZAN TOPRAK


sobe, lâkin..

09 Ağustos 2015 - 10:24

sonucu merak edilse de

aslında edilmemesi gereken

koalisyon görüşmeleri neticesi ile

yeni seçimler için sır gibi saklanan

senaryo"yu yazmak istiyoruz, bu kez..

7 haziran – 7 ağustos.. bugüne değin

tamı tamına 2 ay geçti üzerinden,

topluma yönelik algı operasyonunun.. yani,

koalisyon görüşmelerinde gelinen nokta,

başlangıcın da gerisinde.. görüşmeler,

koalisyon kurmak için mi

yoksa kur/dur/mamak için mi..?

dostlar alışverişte görsün diye,

toplum koalisyon görüşmesi yapıyorlar sansın diye..

kalıcı hükümet mükümet çıkmaz burdan.. iktidarın

"bir tarafı!" bastırıyor, "koalisyon kurulmasın" diye..

"diğer tarafı" nafilece asılıyor, "koalisyon kurulsun" diye..

tüm bunlar daha iki ay önce,

"tek başına iktidara güvenmiyorum,

yanına 'denetim için ortak veriyorum' diyen

sizlerin iradelerini idareten ifsad etmeye dönük

görüşme gösterileri.. müsamere gibi,

inandırıcılığı olmayan..



haftalardır görüşülen chp ise

koalisyonu ister görünmekten ziyade

masadan kaçan taraf olmamak daha doğrusu

oyunbozan taraf durumuna düşürülmemek için

asılıyor görüşmelere, olmayacağını bile bile..

herkes bekliyor ama hiçbir şey çıkmayacağını da biliyor..

sadece bize özgü: bildiği sonucu merak etmek..

sonucunu bi'de biz söyleyelim,

koalisyon moalisyon kurulmayacak,

"seçimlerin yenilenmesi" hükümleri işletilecek,

kuvvetle muhtemel kasım-2015 ayı ikinci yarısında,

mevcut geçici akp azınlık hükümetiyle seçime gidilecek,

"7 haziran'da elde edilemeyen(!)

tek başına iktidar iradesinin(!) bu kez

"n'olursa olsun sandıktan çıkarılması" hedeflenecek..

bu süreç nasıl mı işletilecek, görelim:

tc. anayasası 116/2'den,

"... tbmm başkanlık divanı seçiminden sonra

kırkbeş gün içinde yeni bakanlar kurulunun kurulamaması halinde

cumhurbaşkanı tbmm başkanına danışarak

seçimlerin yenilenmesine karar verebilir" hükmü işletilerek

cumhurbaşkanı sayın erdoğan

"seçimlerin yenilenmesine karar verecek"

"karar resmi gazetede ilan edildikten sonra"

seçim takvimi belirlenip "seçimler yenilenecek"

görüldüğü üzere, ak parti'nin

tek başına iktidar imkanları korunarak

yenilenecek seçimlere girmesi hedefleniyor, külliye'n..



3 muhalefet partisinin herhangi biriyle

koalisyon mümkün olabildiği halde olmaması,

beceriksizlik eseri değil tam aksine

özel bir becerinin ürünü.. iki aydır başarılan bu..

45 günün bittiği bu ayın 23'ü ve devamı günlerde

koalisyonun kurulamayacağını şimdiden söyleyelim..

nasıl ama, kolay olan değil zor olanı başarılıyor..

işin ucunda tek başına iktidar nimetleri(!) yanında

hesap verme korkusunu söylemeye gerek var mı..?

düşünün bir kere.. iktidara ortak geldiği takdirde,

tüm seçimlerde başarıları! getiren!,

resmi zeminlerde gayrıresmi yürütülen

bi'takım formüller! masaya konulduğunda,

hiçbir şeyden! haberi olmayan yeni ortağın

dünlerdeki seçim başarısızlıklarının(!) izini görmesi ve

"vayyy beee, demek ki bugüne kadar ..."

diyeceği korkusu olmasın sakın..



biraz da dokunulamayanlara dokunalım:

. seçimlerde, kanuni olabilir

ama asla hukukîliği bulunmayan,

anayasa mahkemesi'nin nedendir bilinmez(!),

gündemine almadığı için karar vermediği

örtülü ödeneğin cumhurbaşkanlığınca kullanılması olayı..

. seçimlerde tarafsızlığa gölgeye düşürmekle kalmayıp

seçim yarışına giren tüm partiler karşısında

devlet imkanlarına abanan iktidar partisine

"yarışta olağanüstü avantaj" sağlanması gibi

vicdanları yaralayan hususlar dışında,

biraz da handikaplara diğer ifadeyle,

"kırk katır mı kırk satır mı" konulara değinelim:

. "tekrar seçim" denilerek, ayak bağı görülen

tecrübeliler bir kez tasfiye edildikten sonra

bir kez daha onlara fırsat vermek, akıl kârı mı..(?)

. askerdeki gibi, acemiler mangasına hükmetmek ile

işibilenlere! hükmetmek, aynı olur mu hiç..

. "yeni seçim" veya "erken seçim" dense,

daha iki ay önce kuruldukları koltuklardan

kalkmak istemeyenler hangi formülle kaldırılacak..?

. daha iki ay önce 13 yılda zor kurtulduklarından

üretilen 3 dönem bahanesi kalkacak..

. yenileri koltuklarından kaldırmak bir sorun,

kurtulduklarını atlatmak daha büyük bir sorun..



siyasetin cilvesi olduğu kadar da

uydurulan bahaneleriyle yüzleşmek ve

daha doğrusu takdir-i ilahînin tecellisi bunlar..

bu kez çıkmaz sokaktan çıkartacak yollar(?)

eskisi kadar kolay olmayacak gibi..

iki atasözümüzü hatırlayıverdim:

ilki, teşbihte hata olmazmış..

ikincisi, eskiden bir deli kuyuya bir taş atardı,

kırk akıllı çıkaramazdı, şimdi milyonlar çıkaramıyor,

çok mu daha gerilere gittik, ne..!

diyeceğimiz o ki, tüm yollar,

er veya geç ama bir gün mutlaka

"doğrular ve gerçekler kavşağı"na çıkıyor..

ilahî adalet böyle bi'şeymiş..



E-Posta: [email protected]