-
Doç. Dr. İBRAHİM BAYKAN

Doç. Dr. İBRAHİM BAYKAN


SU FAKİRİYİZ

12 Ağustos 2014 - 19:49

Su; Allah’ın canlılarına bahşettiği en kutsal bir maddedir. Ancak çıkarcı ve kötü niyetliler bu kutsal maddeyi doğadan alıp sahiplenip şişelediler ve bunu Ranta dönüştürdüler.

İnsanoğlunun ortak mirası olan su maalesef tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hovardaca kullanılmaktadır. Dünyada geçmişte yapılan savaşların birçoğunun su yüzünden çıktığı bilinmektedir. Bu gidişle tekrar su yüzünden yeni savaşların çıkmayacağını kim garanti edebilir ki.

Halen günümüzde seksen ülke su sıkıntısı çekmektedir. Ülkemizde kişi başına düşen su miktarının 1640 metreküp olduğunu ve su sıkıntısı çeken ülkeler kategorisine girdiğimizi unutmayalım. Vatandaş olarak bize düşen görev bilinçli tüketici olmamızı gerektirir. Dinimizce de zaten israf haramdır.

Bunun için de yapmamız gereken çok basit yöntemler var:

Şöyle ki;

*Banyoda küveti doldurmak yerine duşu kısa süreli kullanmak,

*Diş fırçalarken musluğu kapalı tutmak,

*Çamaşır ve bulaşık makinelerini tam kapasitede çalıştırmak,

*Bozuk ve kaçak yapan muslukları derhal onarmak,

*Tuvaletlerde çift kademeli sifon kullanarak; küçük ve büyük ihtiyaca göre seçenekli harcamak,

*Bahçelerimizi çim yerine daha az su isteyen yayılmacı bitki türleri ile yeşillendirmek,

*Araba yıkamalarda hortum yerine kova kullanmak.

Bu ve benzeri tasarruflarda bulunmak doğal ortamın korunması yanında; kişisel bütçemize de ciddi katkılar sağlayacaktır. Siz ülkemizin üç tarafımızın sularla kaplı lafına itibar etmeyiniz; tatlı suların en önemli kaynağı yağışlardır.

Tüketim miktarı yağış miktarının her yıl önüne geçmektedir. Maalesef bilinçsiz su tüketimi; kaynakların göz göre, göre tükenmesi demektir.

Belediyelerin avukatı değilim ama belirli bir kotanın üzerindeki su tüketimine yapılan zamlara hiç karşı değilim. İhtiyaç fazlası kullanıcılar çıkardıkları keyfin parasını ödesinler. Hem bu aşırı israf haram değil midir?

Günümüzde hazır aldığımız içme sularının bir kısmının sağlığa zararlı olduğu kanıtlandı ve bu konuda kafalarımız hayli karışık. Ben şahsen bu konudaki denetimlerin bu konuyu çözeceğine inanmıyorum. Sağlıksız koşullarda üretim yapan firmayı bugün kapatırsınız; yarın aynı işletme bir başka marka adı altında üretimine devam eder. Ayrıca içtiğimiz ayranın, meşrubatın özetle suyun girdiği her ürünün sağlığı ne kadar etkilediğini sorgulamak da kimsenin aklına gelmiyor. Bunların hangi birisini takip edeceksiniz.

Bence bunun tek çıkar yolu vatandaşa; evine kadar verdiğiniz şebeke suyunu içilir hale getirilmesidir. Bunu yapamadığınız sürece bu sorunu kesinlikle çözemezsiniz. Eskiden evlerimizde akan suları içerdik ve bundan hiç de rahatsızlık duymazdık. Ne oldu da bu sularımızı içemez olduk. Bunu yetkililer halka tüm gerçekleriyle anlatmalıdır. Yoksa bunu önleyen gizli bir Rant lobisi mi var? Şayet öyleyse bu Rantı da kırmak yine yetkililerin boynunun borcudur. Yazık değil mi; vatandaş hem para verecek hem de sağlıksız su satın alacak.

Sanki yukarıdaki yanlış uygulamaları biz yapmıyormuşuz gibi Allah’tan korkmadan kuldan da utanmadan bir de yağmur duasına çıkıyoruz. Siz Allah’ımı kandırıyorsunuz. Allah akıl fikir vermiş; nimetlerimi israf haramdır demiş ama bizler işin alavere dalaveresine yönelmişiz.

Buradan; topluma sesleniyorum insanoğlu susuz ve ekmeksiz yapamaz. Bu önemli ve hayati konuyu ciddiye almaz isek bunun vebalinden kurtulamayız.