AKSARAY CHP KURULUŞ YILDÖNÜMÜNÜ KUTLADI
Cumhuriyet Halk Partisi, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde 9 Eylül 1923’te önce “Halk Fırkası” adıyla kurulmuştur. 1924 yılında “Cumhuriyet Halk Fırkası”, 1935 yılında ise “Cumhuriyet Halk Partisi” adını almıştır.
Editör: Aksaray Haberleri
09 Eylül 2019 - 15:56
Cumhuriyet Halk Partisi, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde 9 Eylül 1923’te önce “Halk Fırkası” adıyla kurulmuştur. 1924 yılında “Cumhuriyet Halk Fırkası”, 1935 yılında ise “Cumhuriyet Halk Partisi” adını almıştır.
1927 yılında “Cumhuriyetçilik”, “Halkçılık”, “Milliyetçilik” ve “Laiklik” CHP’nin dört temel ilkesi olarak benimsenmiştir. 1935 yılında “Devletçilik” ve “Devrimcilik” ilkeleri de eklenerek Partinin ilkeleri altıya çıkarılmıştır. Partinin amblemi olan 6 ok bu ilkeleri simgelemektedir.
Cumhuriyet Halk Partisi, kurucusu ve ilk Genel Başkanı Atatürk’ün önderliğinde ulusal bağımsızlığı kazanan, Cumhuriyeti kuran, saltanatı kaldıran, hilafete son veren ve Ulusal birliğimizi sağlayan Partidir. Hukuk ve eğitim gibi toplumsal alanlarda gerçekleştirdiği reformlarla çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atmıştır. Ulusal sanayinin ve ekonominin gelişmesine öncülük etmiştir. Ülkemizin tek partisi olmasına rağmen, çok partili rejime geçişi sağlayarak Türkiye’nin demokratikleşme sürecine çok büyük bir katkı sağlamıştır.
1950’li yıllarda üstlendiği muhalefet göreviyle Parlamenter demokratik rejimin kurumsallaşmasına dönük değişimleri gerçekleştirme ve temel hak ve özgürlükleri geliştirme mücadelesi vermiştir. 1960’lı yıllarda Türkiye’nin yaşadığı modernleşme sürecinin yansımaları olarak ortaya çıkan göç, kentleşme, sanayileşme gibi dinamikler çerçevesinde toplumsal sınıfların olgunlaşmasıyla birlikte Cumhuriyet Halk Partisi sola açılarak kendisini siyaset yelpazesinde “ortanın solu”nda konumlandırmıştır.
1970’li yıllarda ideolojisini “demokratik sol” kavramıyla tanımlayan CHP, önerdiği sosyal reformlarla “düzen değişikliği”ni hedeflemiştir. Bu süreçte CHP, “devlet partisinden” “halkın partisine”, düzen partisinden” “değişimin partisine” dönüşmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti’ni kurma ve ülkemizin en köklü partisi olma gibi sahip olduğu ayrıcalıklı tarihsel miraslarıyla, geleneğini ve temellerini en iyi şekilde temsil eden ilkelerin yanı sıra, sosyal demokrasinin evrensel ilkelerini de benimseyen CHP bu çerçevede Uluslararası ölçekte faaliyetlerini sürdüren Sosyalist Enternasyonale katılım sağlamıştır. Çağdaş sosyal demokrasinin evrensel değerleri olan “özgürlük, eşitlik, dayanışma, emeğin üstünlüğü, demokratikleşme” gibi kavramlar CHP’nin Türkiye’de kurumsallaştırmaya çalıştığı başlıca ilkeler arasındadır.
Bugün artık ülkemiz Yasamayı, yürütmeyi, yargıyı ve medyayı kendisine bağlayan, astığı astık ,kestiği kestik, her dediği kanun olan Keyfi Tek Adam Rejimiyle yönetilmektedirler. Ehliyet ve liyakat hiçe sayılmaktadır. Esas olan yandaşlık ve sadakattir. Bütçe ve harcamalar denetlenememekktedir. Yeraltı ve yerüstü zenginliklerimiz talan edilip yabancı sömürgecilere ve yerli işbirlikçilerine peşkeş çekilmektedir. İşsizlik, umutsuzluk zirve yapmıştır. Ülkeden umudunu kesen yüzbinlerce gencimiz, yetişmiş insanımız, işadamlarımız ülkeyi terk etmektedir. Uyguladığı iç ve dış politikalarla Milletçe birlik ve beraberliğimiz, toprak bütünlüğümüz tehdit altındadır.
Liderimiz, başkanlarımız ve kanaat önderlerimiz saldırılara uğramakta, mahkemelerle, kayyumlarla tehdit edilmektedir.
Tüm bunlara rağmen Atatürk ilke ve devrimlerinin rehberliğinde, demokrasinin, barışın, hoşgörünün, uzlaşmanın, Hakkın Hukukun ve adaletin, özgür düşüncesinin, çağdaş Türkiye Cumhuriyetin teminatı olmaya, her bireyinin kendisini mutlu, huzurlu ve refah içinde hissettiği bir ülkenin hayalini kurmaya, inanç ve kararlılıkla mücadele etmeye devam edeceğiz.
96 yıl önce bugün kurulan partimizin kuruluşunda ve bugün Başta partimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, emek veren, destek veren herkese minnet ve saygılarımı sunuyorum. Bu vesileyle partimizin 96. Kuruluş yıldönümünü kutluyorum.
1927 yılında “Cumhuriyetçilik”, “Halkçılık”, “Milliyetçilik” ve “Laiklik” CHP’nin dört temel ilkesi olarak benimsenmiştir. 1935 yılında “Devletçilik” ve “Devrimcilik” ilkeleri de eklenerek Partinin ilkeleri altıya çıkarılmıştır. Partinin amblemi olan 6 ok bu ilkeleri simgelemektedir.
Cumhuriyet Halk Partisi, kurucusu ve ilk Genel Başkanı Atatürk’ün önderliğinde ulusal bağımsızlığı kazanan, Cumhuriyeti kuran, saltanatı kaldıran, hilafete son veren ve Ulusal birliğimizi sağlayan Partidir. Hukuk ve eğitim gibi toplumsal alanlarda gerçekleştirdiği reformlarla çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atmıştır. Ulusal sanayinin ve ekonominin gelişmesine öncülük etmiştir. Ülkemizin tek partisi olmasına rağmen, çok partili rejime geçişi sağlayarak Türkiye’nin demokratikleşme sürecine çok büyük bir katkı sağlamıştır.
1950’li yıllarda üstlendiği muhalefet göreviyle Parlamenter demokratik rejimin kurumsallaşmasına dönük değişimleri gerçekleştirme ve temel hak ve özgürlükleri geliştirme mücadelesi vermiştir. 1960’lı yıllarda Türkiye’nin yaşadığı modernleşme sürecinin yansımaları olarak ortaya çıkan göç, kentleşme, sanayileşme gibi dinamikler çerçevesinde toplumsal sınıfların olgunlaşmasıyla birlikte Cumhuriyet Halk Partisi sola açılarak kendisini siyaset yelpazesinde “ortanın solu”nda konumlandırmıştır.
1970’li yıllarda ideolojisini “demokratik sol” kavramıyla tanımlayan CHP, önerdiği sosyal reformlarla “düzen değişikliği”ni hedeflemiştir. Bu süreçte CHP, “devlet partisinden” “halkın partisine”, düzen partisinden” “değişimin partisine” dönüşmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti’ni kurma ve ülkemizin en köklü partisi olma gibi sahip olduğu ayrıcalıklı tarihsel miraslarıyla, geleneğini ve temellerini en iyi şekilde temsil eden ilkelerin yanı sıra, sosyal demokrasinin evrensel ilkelerini de benimseyen CHP bu çerçevede Uluslararası ölçekte faaliyetlerini sürdüren Sosyalist Enternasyonale katılım sağlamıştır. Çağdaş sosyal demokrasinin evrensel değerleri olan “özgürlük, eşitlik, dayanışma, emeğin üstünlüğü, demokratikleşme” gibi kavramlar CHP’nin Türkiye’de kurumsallaştırmaya çalıştığı başlıca ilkeler arasındadır.
Bugün artık ülkemiz Yasamayı, yürütmeyi, yargıyı ve medyayı kendisine bağlayan, astığı astık ,kestiği kestik, her dediği kanun olan Keyfi Tek Adam Rejimiyle yönetilmektedirler. Ehliyet ve liyakat hiçe sayılmaktadır. Esas olan yandaşlık ve sadakattir. Bütçe ve harcamalar denetlenememekktedir. Yeraltı ve yerüstü zenginliklerimiz talan edilip yabancı sömürgecilere ve yerli işbirlikçilerine peşkeş çekilmektedir. İşsizlik, umutsuzluk zirve yapmıştır. Ülkeden umudunu kesen yüzbinlerce gencimiz, yetişmiş insanımız, işadamlarımız ülkeyi terk etmektedir. Uyguladığı iç ve dış politikalarla Milletçe birlik ve beraberliğimiz, toprak bütünlüğümüz tehdit altındadır.
Liderimiz, başkanlarımız ve kanaat önderlerimiz saldırılara uğramakta, mahkemelerle, kayyumlarla tehdit edilmektedir.
Tüm bunlara rağmen Atatürk ilke ve devrimlerinin rehberliğinde, demokrasinin, barışın, hoşgörünün, uzlaşmanın, Hakkın Hukukun ve adaletin, özgür düşüncesinin, çağdaş Türkiye Cumhuriyetin teminatı olmaya, her bireyinin kendisini mutlu, huzurlu ve refah içinde hissettiği bir ülkenin hayalini kurmaya, inanç ve kararlılıkla mücadele etmeye devam edeceğiz.
96 yıl önce bugün kurulan partimizin kuruluşunda ve bugün Başta partimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, emek veren, destek veren herkese minnet ve saygılarımı sunuyorum. Bu vesileyle partimizin 96. Kuruluş yıldönümünü kutluyorum.
YORUMLAR