Delikanlı ya dedim ki, "kendini yorma, Zira sayacağın masraflar Şimdilik övünç kaynağı olsa da düğünden sonra ailen ve senin için zulüm kaynağı olacağı aşikar"
Anladığım kadarıyla ev eşyalarını ve takıları bir kenara bırakırsak, Ortalama 500 bin lira gibi büyük bir paranın sadece arkadaşlar öyle istiyor, erkek tarafı şöyle istiyor, kız tarafı böyle istiyor, o şöyle diyor, Bu böyle diyor diye harcanan havaya, cıvaya, suya karışan hiç kimseye faydası olmayan büyük bir meblağdan bahsediyoruz.
imkanı Olan Var, Olmayan var! borç alan var, borç alamayan var!
Sırf bu işlerden dolayı Henüz daha düğün başlamadan noktalayanlar ya da düğün esnasında bu işi bitirenler, olmadı düğünden sonra karşılıklı hakaretlere Varan kavga ve dövüşlerle başlamadan biten evlilikler var...
Daha olmadı bu işi Onur - gurur meselesinden çıkartıp kan davası meselesine getirenler var!!!
Mutlu bir başlangıcın, Kutsal bir müessese olan evliliğin gösteriş budalalığına kurban gitmesi kadar acı ne olabilir?
Toplumumuz öyle bir noktaya geldi ki, (söylediklerimi Lütfen yanlış anlamayın) Töre dersen Töre yok, gelenek dersen gelenek yok, ahlaki çerçeve kırılmış Başı sonu yok!!!
ne var biliyor musunuz?
Ayşe'nin düğünü şöyle oldu, Fatma'nın düğünü böyle oldu, Benim onlardan Ne eksiğim var?
İşte bu Ahval ve düşünce içerisinde yaşadıklarımızı Din ve Töre zannederek geldiğimiz nokta, içinden çıkılmaz hâl almıştır.
Unutulmasın ki, kimsenin yaşamını yargılayacak değiliz ancak, aile olma şuuru, toplum olma bilinci, millet olma düsturunun kaygısını taşımayanlara da sözümüz yok.
Milli ve manevi değerlere sahip bir aileden yetişen bireyler, ahlaklı bir toplumun Temel taşlarıdır.
Ahlaklı bir toplum, milli birlik ve beraberlik şuuru ile vatanın bölünmez bütünlüğü ilkesi ile güçlü ve Kadim bir Devleti inşa ederler.
Zincirleme bu hasretlerin birbirine bağlı olduğu oluşumun yok olması, Devletin yok olmasıdır.
Hülasa; evlilik müessesesini küçük görenlerin asla büyük davaları yoktur.
Gençler Eğer birini örnek alacaksa Hazreti Ali Efendimiz ve Hz Fatıma annemizin evliliklerini örnek alsınlar.
Aileler bu evlilikten doğacak yeni akrabalığın ila-nihai devam etmesini istiyorlarsa, yani Hısım olmaya niyetleri varsa hasımlık yapılabilecek işlerden uzak dursunlar.
Her iki tarafın evlilik müessesesinin inşasında atacağı adımlar hoşgörü ve karşılıklı anlayış içerisinde olursa hakikaten büyük iş başarmış olacaklardır.
Müslümanlık iddiasında bulunanlar ve Türklük davasını baş tacı edenler çok iyi bilir ki; nihayeti ölüm olan bu dünyada yaratılışın gayesinin bir Fıtrat üzerine olduğu idrak ve bilinci ile yaşarlar.
Yeni evlenecek çiftlere mutluluklar diler, ailelerinin de bu hassasiyetlere Özen göstermesini hasleten Rica ederim.
Fikret Çalışkan
İletişim ve uluslararası ilişkiler uzmanı
Yorumlar
Kalan Karakter: