MİMAR'IN ESERİNE İSMİNİ VERMESİ HANGİ YAZILI VEYA YAZILI OLMAYAN KANUNDA SUÇTUR?!!!

ALİ GENÇ
ABONE OL

Çizerinin imzası olmayan bir resim olur mu?

   Çizerinin imzası olmayan bir resim olmadığı, olmayacağı gibi yazarı olmayan kitap gördünüz mü?

   Dünyada ve ülkemizdeki barınma ve diğer maksatlarla yapılan binalar ile köprüler ve ibadet hanelerle, hanlarla hamamların mimarları ve ustaları yoktu da! bunlar gökten bulundukları yerlere zembille mi indiler? !!!

   Bu sivil, askeri ve diğer kamu hizmetleri için yapılan veya kullanılan eserler onları yapanların veya yaptıranların isimleriyle anılmazlar mı?!

   Bir resmi çizen ressam, kitap yazan yazarın bu eserlerine isimlerini vermelerinden dolayı kendileri kınanabilir mi? !

   Ressam veya Yazar’ın kendi eserine ismini vermesi veya imzasını atması kınanamayacağı gibi her hangi bir binanın mimarı veya giderlerini karşılayarak bu binayı yapanın/yaptıranın ismiyle anılması da kınanabilir mi?!!!

 Elbette ki kınanamaz!!!

  11000 Yılı aşan kadim ve sürekli geçmişiyle şehirlerin atası olan bu kadim geçmişinde yer yüzündeki maddi ve manevi bir çok ilmin gelişmesini sağlayan sayısız ilkler ve teklerin merkezi iyi insanlar ve zaferler diyarı Selçuklunun şanlı başkenti Aksaray’ımızı hiçbir zaman hak etmediği, asla ve asla da hak etmeyeceği 1845-1920 ve 1933-89 yılları arasında toplam olarak 131 yıl süren 2. İlçelik esaretinin ilkini de konunun ışındaki tarihçiler haricinde içindeymişim gibi en teferruatlı şekilde bilen ,her yerde en teferruatlı şekilde bilen tek Aksaraylı ve gazeteci olan.

  Ayrıca bu il vilayet olmamızla ilgili dokümanlara da sahip olan  ve her vesileyle bu dokümanlar ve bu döküm anlarda isimleri geçenleri bilen ,anan ve yazan olarak.

  2.Sinden ise kurtuluşunun basın olarak ilk kıvılcımını bizzat tarafımdan hazırlanan belgeden aldığımız ilhamla can dostum kardeşim Gazeteci-Yazar merhum Çapan Tekeli ile başlatan  vilayetlik yıl dönümlerinde isimlerini defalarca zikrettiğim bize maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen arkadaşlarımızın da samimi  çabasıyla vilayet olmamızı sağlayan, kanunun kabul edilmesine ,hatta kanunun kabul edildiği günde dahil çalışmalarını ara vermeden sürdüren olarak.

  İlçelik esaretinden kurtulmamızı sağlayan kanunun kabul edilmesinden sonrada ihtiyacımız olan hizmetlerin alınması için 1993’ün 24 Aralık’ına kadar Can dostum, kardeşim, meslektaşım vilayetlik seferindeki yol arkadaşım merhum Çapan tekeli ile birlikte uğraşan.

  Merhumun vefatından sonra ise şimdiye kadar canını dişine takan ve her yıl 8 defa iki vilayet olma yıl dönüm lerimizi ve ilçelik esaretine çarptırılma yıl dönümlerini de 30 yıl boyunca aralıksız olarak anarak zinde tutan.

    Bu kutlu mücadelenin içinde benim ve merhum Çapan Tekeli kardeşimizin de bulunduğu bir elin parmaklarını geçmeyen olarak vilayetimizi sahiplenmemizin hangi dini, milli ve ahlaki sakıncası olabilir?

    Tarlada bir tek izi bile olmadığından harmanda da dolayısıyla gözü olmayanlar tarafından yapılan hiçbir dini, ahlaki dayanağı olmayan eleştirilerin ise uz anılamayan ciğer mundar misalin dekinden öte bir kıymeti harbiye si yok.

   Bu eserin gerçekleştirilmesinde pay  oranları farklıda olsa Aksaray’ın 2. vilayet liginin iki ana kahramanı 8. Cumhurbaşkanımız merhum Turgut Özal, memleketimizin hayırlı evladı merhum Mehmet Altınsoy, onlardan sonra merhum Raşit Daldal siyasetçi olarak.

   Merhum Çapan Tekeli ve benim ortak çabamızın ve bize karınca kararınca destek olan ve vilayet yıl dönümlerinde isimlerini ve katkılarını yazdıklarımın ortak eseridir.!!!

 AKSARAY VİLAYETİNİ 4 YIL ÇAPAN TEKELİ İLE BİRLİKTE 26 YILDIR DA TEK BAŞIMA KORUYUP,KOLLAYIP GELİŞTİRME MÜCADELESİNİ HACCA GİTMEK İSTEYEN KARINCA MİSALİ  VERİYORUM!!!

    Aksaray’ın ikinci ilçelik esaretinden kurtulması için 6 yıl boyunca akılla, maddi ve manevi fedakarlıklarla verilen mücadelenin ardından bu eserimizin oluşturulmasından sonra ise bu eserin sahip olması gerekenlerini merhum Raşit Daldal ve merhum Mehmet Altınsoy tarafından dönemlerinde gerekenler yapıldı.

    Çapan Tekeli kardeşimizle ikimizde bu eserin ortaklarından olarak merhumun ölümüne kadar birlikte, onun 24 Aralık 1993’deki vefatından günümüze kadarda vilayetimizi korumak, kollamak ve geliştirmek için ise kendi mesleğimin görev sahasına giren konularda canla başla gerekenin mücadelesini yapıyorum.

 HER YIL 8 DEFA VİLAYETLİK MÜCADELEMİZİ, İLÇELİĞE DÜŞÜRÜLMEMİZİ,2 DEFADA ÜNİVERSİTEMİZİN KURULMASI MÜCADELESİNİ VE BAŞARIMIZ SADECE TARAFIMDAN GÜNDEME GETİRİLİYOR!!!

    Her yıl 2’si 13 Ekim 1920’deki il oluşumuz,3’ü 1989’daki bizzat bizlerinde içinde bulunduğumuz mücadeleyle il oluşumuzun gerçekleştirilmesi ve 3 defada 1933’de vilayet’lik ten düşürülmemiz  olmak üzere her yıl toplam olarak 8 defa olmak üzere günlerce Vilayet oluşumuzu.

   Vilayet’likten tekrar düşmememiz için yapılması gerekenleri ve 2 defada Üniversitemizin kurulması mücadelesini yazıyorum.

    Aksaray’ın Vilayet olmasından sonrada Üniversitemizin kurulması, ihale aşamasına gelen Aksaray-Ulukışla Tren hattımızın gerçekleştirilmesi konusunda da bir çabaları olmayan, 30 yıldır bir gün dahi olsa Vilayet ligimizin yıl dönümlerini kutlamayan, gerçekleştirenleri de anmayanlar utançlarından dolayı yerin dibine geçeceklerinden birde arlanmadan Vilayet ligimizi sahiplenmemizi eleştiriyorlar.

   Bu şom ağızlılara söyleyeceğim şey “Taş olsaydınız da başımı yarsaydınız da bu gün bu eserlerin gerçekleşmesinde sizin de adınız olsaydı.

    Sizinki hem kellik hem de fodulluk tur.

   Adam gibi adam olun sizde milletimize yararlı olacak eserlerin oluşmasını sağlayın ve altına da göğsünüzü gerer gere her eser sahibinin attığı gibi imzanızı atın.

   Yani sözün özü ”Kıskanmayın ne olur, çalış/çalışın sizin de  olur.”!!!

   Herkesin başarıya dinimizin emri gereği gıpta etmesi, amma asla ve asla kıskanmaması ,aksine birimizin bin olması için Hakkın rızası için cürümleri kadar yer yakarak gerekeni yapmaları, yaptırmaları dileğiyle.

   Rabbim Yar ve Yardımcımız Olsun.