TÜM SENARİSTLERLE FİLM YAPIMCILARI ŞAMANİST, HIRISTİYAN SEVER VE İSLAM KARŞITIMI?

ALİ GENÇ
ABONE OL

   Yazının başlığı olan soru öylesine afaki yeni ”Laf olsun torba dolsun!” diye konmamıştır.!!!

   Somut realite olduğu için başlıktaki bu soru sorulmuştur!!!

   Asıl olarak Osmanlı devletinin devşirdiği gizli Gayri Müslimleriyle başlansa da esas yüzlerini devletin gerilemesi ve nihayetinde 18. asrın sonlarındaki Fransız devriminin ardından daha da çok gösterdiler.

  Fransız devrimini gerçekleştirmek için bu ayrılık tohumlarını atarak bu devrimin gerçekleştirilmesini sağlayan  fikir babası olan Siyonist Yahudiler kendilerinin devletlerini kurma konusunda en büyük engel olarak gördükleri Osmanlıyı parçalamak için kendi tahrif edilen dinlerinde bulunan fakat Yüce dinimiz İslam’a göre benimseyenlerin dinden çıkıp mürtet olacağı ırkçılığı önce Fransızlara aşılayan.

 Ardından ise balkan ülkelerinden başlayarak sözüm ona bu devrimin meyvesi olarak Osmanlı devleti tarafından batının o zamanki modern tekniği öğrenebilmeleri için bu ülkeye gönderilen ve bu Siyonist öğretinin etkisiyle kendilerine” Jön Türkler” dinilen Osmanlı devletinin ipini çekenlerin bünyelerine zerk edilen bu ayrılık tohumuyla başlanarak Osmanlıdaki etnisecilik körüklenmeye başladılar.

  Fikir babası Yahudiler olan Fransız devrimiyle ve bu zehir in etkisine giren Fransızlar tarafından zehirlenen Jön Türklerle başlayıp Cumhuriyetin kurulmasından sonra ise her zaman ve her yerde “Milli” olduğu belirtilen ülkemizde aksinin yapılarak geçmişimizin yok sayılması.

  Bu yok saymayla sanki gökten zembille inmişçesine tüm tarihi 1923’den başlatmamız bu çerçevede tüm resmi kurumlarımızın levhalarına bu tarihi yazmamız.

  Bu geçmişi inkarla birlikte milletimizi 1000 yıldır ayakta tutan dinimizin ve değerlerinin tali duruma getirilmesi.

 Hatta Kuranı kerimin tıpkı 28 Şubat döneminde olduğu gibi 15 yaşından küçük olanlara yasaklanması ve bu yaştakilerin okumasının ise veli iznine bağlanması.

 Bu çerçevede Müslümanların dinimizin direği olan Namaza evrensel çağrısı olan Ezanın akla ziyan bir şekilde Türkçeleştirilmesi çalışmalarıyla dinin ve dini olanın hayattan dışlanması ile din yerine Allah(c.c.) ve Peygamber efendimiz Hz. Muhammed(S.A.V.) tarafından yasaklanan ırkçılığın devletin ana prensibi haline getirilmesi.

   O zamana kadarki hukuk sistemimiz olan İslam hukuku yerine İstiklal Şairimiz merhum Akif’in söylemiyle tek dişi kalmış canavar olan Emperyalist Hristiyan hukuk sistemini “Medeni Hukuk(!),dolayısıyla kendi 15 asırlık inancımızdan gelen hukukumuzu da gayri medeni olarak kabul ederek onların hukuku ile birlikte tarihlerini de, kültürünü de eğitim müfredatımıza almamız.

   Öğrencilere 90 yıldan fazla bir zamandır bunu öğretmemizle kendi evlatlarımızı kendi dinimiz ile kültürümüze mesafeli yetiştiren bu eğitiminin katkısıyla her zaman her şartta sesli ve görüntülü ile basılı medya ile Sinema da emperyalistlerin kültürlerinin propagandası yapılırken bu çerçevede yeni nesillere yıllar yılı gazeteler promosyon olarak bizim sağlamlık ve estetik mimari yönünden kıskandıracak güzellikteki kalelerimizin maketleri yerine Amerikan kaleleri ve kızıl dereli çadırları kartonları verilmesi ve benzeri örneklerle ülkemiz insanlarına dinimizin ret ettiği ve benimseyenleri dinden çıkartacak bir çok şey oluşturulan algıyla normalmiş gibi toplumun bünyesine yerleştirildi.

Aşağıda ara başlıklar halinde Osmanlı devletinin gerileme döneminden başlayarak Yıkılmasına yakın zamanda ivme kazanan ve Cumhuriyet döneminde ise katmerleşen algıyla oluşturulan gayri İslami uygulamaların özellikle Sinema ve TV filmleri ile belgesellerdeki örneklerini genel olarak ara başlıklar altında bir kısmını sunuyorum;

ALLAH(C.C)’IN ANASI-BABASI VE EVLADININDA OLMAMASINA RAĞMEN TÜRK FİLMLERİNDE ARAYA SIKIŞTIRILAN REPLİKLERLE MÜSLÜMANLARA HIRISTİYANLIKTAKİ“ALLAH BABA”YANLIŞI ÖĞRETİLİYOR!

 Mevla’mız tarafından Yüce kitabımız Kuranı Kerimin İhlas(Kulhü)suresinin3. Ayetinin mealinde” O’ndan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir).” Net ve kesin emrine rağmen çocukluğumdan itibaren seyrettiğim birçok Türk filmin ismini şu anda hatırlayamasam da Kuranı kerimdeki bu mutlak emre muhalefet edilerek tarif edilen Hristiyanlıktaki İslam’ın kesin emrinin aksine sümme haşa mutlak olan Mevla’mıza muhalefet ediliyor.

 Bu tahrifattan dolaylı yüce kitabımız Kuranı kerimin Ali İmran suresinin 19. Ayetinde Mevla’mız tarafından din olarak kabul edilmediği belirtilen Hıristiyanlıktaki söyleyeni dinden çıkartacak olan “Allah Baba(!)” kelimeleri bir çok film sahnesinde konuşmalar arasına sıkıştırılan  kelimeler ve cümlelerle Müslümanlara bu din dışı inanç  aşılanmaya çalışılıyor.

  Bu konuda derinlemesine bir araştırmayla onlar,yüzler hatta binlerce örnek verilebilir.

  Bu yazımda bu olgun oluşturulmaya çalışıldığı Türk filmlerinden bir kaçını aşağıda sunuyorum;

  1983 yılında yönetmenliğini Kartal Tibet’in yaptığı en son 7 Haziran Pazar gecesi bir genel TV kanalında yeniden seyrettiğim “En Büyük Şaban” sinema filminde kendisini asmak isteyen kişi filmin başrol oyuncusu olan Kemal Sunal tarafından canlandırılan Şaban isimli karakter tarafından kurtarılırken dinimizin bu konudaki  kesin ve net emri yok sayılarak  haddi aşan şekilde tahrif edilen Hristiyanlıktaki Rabbimize isnat edilen” Baba” kelimesi burada “Allah Baba(!) bile istemiyor”  şeklinde kullanılıyor.

DİNİ NİKAHI AŞAĞILAMAK VE SÜMME HAŞA DEĞERSİZLEŞTİRMEK İÇİN”BENİM NİKAHIM HOCA TÜKÜRÜĞÜ DEĞİL(!) BELEDİYE NİHAKIDIR”DENİRKEN FİLMLERİN TAMAMINDA HOCALAR AŞAĞILANDI

 Bizim dinimizin ve değerlerinin aşağılanması veya değersizleştirilmesi için dönemin en iyi algı oluşturma yolu olan Yeşilçam’ın bu konudaki sayısız filmlerinden birinde dini nikâh Türkan Şoray’ın ağzından ” Benim nikahım hoca tükürüğü(!) değil, Belediye nikahıdır” şeklinde dini nikahı aşağılama ve değersizleştirme algısı oluşturulurken ecnebi filmlerinde onların kendi tahrif edilmiş film, dizi ve belgesellerinde dinleri ile din adamları kutsanırken bizim filmlerimizin ise çoğunda ise hocalar aşağılandı.

  Bu konuda anne babamızla bizim çocukluğumuzdan itibaren seyrettiğimiz onlarca Yeşilçam filmi ile TV filmi ve dizisinde bu konuda yani Müslüman din adamları aleyhine oluşturulan tamamına yakının rüşvetçi, cinsi sapık ve milli değerlere karşı olduklarını ima eden sahneler ile bölümler bulunurken  15 Haziran akşamı yine bir genel TV kanalında seyrettiğim “Çarşı Pazar” isimli Anadolu’daki bir ilimizin çarşısındaki  eski dükkanların yıkılarak bir Alışveriş Merkezi yapılması için yıkılmak istenen hamamcı ile esnaf ve müteahhitti konu alan filmde Camii hocası  dinimizin yasakladığı bırakın bir din adamını hiçbir Müslümanın yapmayacağı şey hocaya yaptırılıyor.

  Yerimiz dolmasına rağmen bu konuda yazacaklarım tamamlanmadığından devamını yarın yayınlayacağım.

  Milletimizi bir arada tutan inancımızın tahrip edilmesi için oluşturulan algının bilinebilmesi için takibi dileğiyle.

   Rabbim Yar ve Yardımcımız olsun.

   Devamı yarın.