Cenaze adabı

Doç. Dr. İBRAHİM BAYKAN
ABONE OL

Doğarız, yaşarız ve bir gün gelir hayata gözlerimizi yumarız. Biz yaşayanlar da ölene karşı; son görevimiz olan cenaze faaliyetini gerçekleştiririz.

Dinimizde; bir cenazenin nasıl defnedileceği belirtilmiş olmasına rağmen maalesef bir kısım insanımız bu görevi; olmadık hata ve saçmalıklarla yerine getirdiğini sanmakta veya işine öyle gelmektedir.

Nasıl mı?

Alın size yapılanlar:

*Ölen zengin veya hatırlı ise; daha gür ve canlı, fakir ve sıradansa; daha cılız ve sönük sala veren bir kısım hocalar var,

*Ölü evine eskiden yemek ikramı ile yapılan ziyaretin yerine; bu gün ölü evinden yemek beklemek ve yemek,

*Cenaze namazlarında protokol yaratmak; dahası protokol gelinceye kadar cenazeyi musalla taşında saatlerce bekletmek,

*Trafikte cenaze geçerken saygı duymamak,

*Mezar başında para karşılığı dua okumak,

*Üç yaşında ihmal sonucu ölen bir çocuk için cemaate: “Hakkınızı helal eder misiniz?” Diye helallik istemek. (Asıl çocuğa sormak lazım hakkını helal ediyor musun? diye)

*Cenazeyi alkışlamak,

*Şehit olanların; düğün ve eğlencede nasıl oyun döktürdükleri yayınlanıyor,

*Cenaze başında tartışmak,

*Ölenlerin taziye evlerine; hırsızlık amaçlı gelenleri duyuyoruz,

*Cenaze başında timsah gözyaşları dökmek.

Özet olarak yitirdiğimiz insanlığın; diriye de ölüye de saygısı kalmadı. Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete. Allah sonumuzu hayır eylesin.

Sevgi ve Saygılarımla