Söylemezsem çatlarım!!

Doç. Dr. İBRAHİM BAYKAN
ABONE OL

Toplum olarak bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete. Herkes kendi âleminde ve hayal dünyasında geziyor. Ülkemin en mutlu insanları; düşünmeyen, sorgulamayan ve vurdumduymazlarıdır.

Bunlar için de söylenecek sözümüz olmalı:

*Şehit haberleri öyle bir halde veriliyor ki; mübarek sanki Brezilya Dizisi. Cenaze namazı görüntüsünün peşine rahmetlinin mutlu günlerinde oyun havası eşliğinde; döktürdüğü oyun görüntüleri veriliyor. Bu görüntüleri Allah aşkına basına kimler veriyor?

*Güvenlik güçlerimizin şehit haberleri öldü diye veriliyor; teröristler için etkisiz hale getirildi deniliyor. Nasıl etkisiz hale getirildi? Elleri kolları mı bağlandı, bayıltıldı mı, öldürüldü mü? Belli değil.

*Şehit cenazesinde protokol için cenaze bekletiliyor. Protokol üst düzeyde ise Hoca coştukça coşuyor; Alt düzeyde protokol varsa Hoca daha sönük bir hitap kullanıyor. Tabutun üzerine Şehit’in üç yaşındaki çocuğu konuluyor.

*Bir kısım vatandaş bırakın selam vermeyi; selamı bile almıyor.

*Arabasının arkasına nazar boncuğu sallandıran millete gel de sen doğruları anlat. Adam¸bunun kendisini kazalardan koruyacağından emin.

*Erkekler tuvaletinin kapısına “Seni seviyorum Elif” yazıyor. Gel de sen bu adama doğruları anlat. Elif’in bu tuvalete gelip bu yazıyı okuyacağından emin.

*Allah’tan yöneticilerimiz etek giymiyor. El öpmenin devamında çok etek öpecekler var bu ülkede.

*Her ay İki bin çocuk peydahlayan Suriyelileri başımıza sardılar; bir de AB’ye girmeye çalışıyoruz. Bırakın AB’ye girmeyi bu gidişle bizi Arap Birliği bile almaz.

*Asansörde; tanımadığım bir bayana günaydın diyorum. Bayan nereden tanışıyoruz? Diyor.

Dama çıkanın merdiveni attığı bu ülkede maalesef camı kıran da parasını ödemiyor.

Sonu İnşallah’la biten verilen sözlerin; yüzde seksenini tutulmadığını gördüm. Özellikle siyasiler.

Sabaha kadar internet, akşama kadar uykuda olan bir nesilden ne bekleyeceğiz?

Yirmi yaş altı; tahsil yapmamış, meslek edinip bir kesere sap olmamış bir grup parazit yaratıklar; oturmuşlar evlilik programında zengin karı ve koca bekliyorlar.

*Okumuyoruz; sadece televizyonlardan bize sunulanları dinliyor ve seyrediyoruz, Tabi ne kadarını anlayabiliyorsak.

*Arabalarımızı üç adım ötedeki büfeye kadar kullanır olduk. Şayet evimizin salonuna kadar giren araba üretilse; almak için kuyruğa bile geçeceğiz.

*Evin ağabeyi bir odadan bir odaya telefon mesajı çekip kız kardeşinden su istiyor.

*Tembel anneler; çocuklarını kendi el emeği ürünleri yerine sağlığa zararlı hazır gıdalarla okula yolluyor. Öğleye kadar uyuyan velilerin çocukları da okula aç gidiyor.

*Siyasilerimiz; Popolarını koltuğa koymaktan bile acizler; bu işi yapan TBMM’de kadrolu personelleri bile var.

Benden söylemesi; çatlamaktansa söyleyeyim dedim. Yitirdiğimiz insanlığımız buluncaya kadar herhalde bu böyle gidecek.

Sevgi ve saygılarımla