Dürüst olmadıkça düzelmemiz çok zor

ERDOĞAN KAYA
ABONE OL

Sorsan herkes çok dürüst ve ondan dürüst kimse yok. Sık sık söylerim sürekli dürüstlükten bahseden mutlaka hırsızlığa zemin hazırlıyordur. Dürüstlük tepeden başlayarak aşağıya kadar herkesi kapsamalıdır. Kendi menfaatimizi düşünerek başkasına haksızlık yapıyorsak bunun adı dürüstlük değil hırsızlıktır. Başkasının menfaatini kendi menfaatimiz gibi düşünüyorsak o zaman dürüstlükten söz edebiliriz.

Konuyla alakalı bir yazı kaleme almak isterken, zaman zaman gazetemizin sahibi Ali Südemen enteresan bulduğu yazıları benimle paylaşır. Konuyla alakalı bir yazıyı yine benimle paylaşınca dürüstlük konusunda bir yazıyı yazmak vacip oldu.

Bizim ülkemizin geçmişten bu güne kadar çalıp, çırpma ve menfaat beklentisi nedeni ile bir türlü düzelemedik. Yolsuzluktan haksızlıktan sürekli dert yandık ve sürekli eleştirdik. Ama biz ne kadar dürüstüz diye kendimizi hiç bir zaman düzeltip dürüst olamadık.

Hırsızlığın azı çoğu olmaz, küçük hırsız eline geçse oda büyük hırsızlar gibi büyük hırsızlık yaparak baş haksızlar dan olur. Şu eleştirdiğimiz haksız kazanç yapanlar kadar biz konunun neresindeyiz? Acaba o fırsat elimize geçse ne kadar dürüst oluruz bunu görmek lazım.
Bazen derim, senin baban nerede, benim babam nerede? Hepside gelip geçtiler, hayatta sadece hatırlanırsa isimleri kaldı. Bizde bir gün bu baki dünyadan fani olup gelip geçeceğiz. Arkamızda ne hoş seda bırakırsak o bize kar kalacak.

Adam markette üç çeşit satılan domatesten en iyisini alıyor. Sonra kasaya geliyor ve kasada hangi domates diye sorunca en düşük domatesi söylüyor. Aslında arasında 2 TL. fark var. İki kilo aldığı domatesten 4 lira kar ettiğini zannetmek dürüstlük müdür?
Birisi çok çalmış diğeri az çalmış ne fark eder ki, o fırsat sana geçse sen daha çok çalarsın. Yeter ki fıtratımızda ve yapımızda çalma dürtüsü olsun. Dürüst olmanın okkası en ufak bir şeye tenezzül etmemektir ki, ülkemizde dürüstlük kol gezsin.

Çalmanın ve çırpmanın büyüğü küçüğü olmaz. Nereden en ufak bir çıkar ve kar sağlarız düşüncesi ile hareket etmek dürüstlük değildir. İdarenin başında olanlar bile hak etmediği halde bir yakınını ve etrafını koruyorsa bunun adı dürüstlük değildir.
Hatır için dürüstlüğünden taviz vermemekte ayrı bir dürüstlük değildir. Kendin menfaat sağlamaya bilirsin, ama çevrene sağlıyorsan bu da dürüstlük değildir. Adama şehri versen doymuyor, ne zaman doyuyor, gözüne toprak dolunca doyuyor.

Ne kadar dürüstünü incelemek yerine hep başkalarını eleştiriyoruz ama kendimizi hiç eleştirmiyoruz. Şu şunu yapmış, bu bunu yapmışlardan ne zaman kurtulacağız? Herkes ettiğini bulacak, kimse merak etmesin biz kendimize bakalım yeter.

Valla herkes dört metre kefenle aynı yere gidecek. Kimse çaldığı kadar götürüp orada rahat etmeyecek. Kabir kapısında bırakıldıktan sonra herkes unutup gidecek. Önemli olan bu yalan dünyada bir hoş seda bırakmak önemlidir.