İnsan imanı nisbetinde ölümden korkar

ERDOĞAN KAYA
ABONE OL

Konuma geçmeden önce bir hususu belirterek geçeceğim. Yazıma başladığımda 14 Mayıs  seçimlerine bir hafta kalmıştı. Zaten seçimle ilgili detaylı bir yazı yazmamız seçim yasağı nedeniyle mümkün değil. Ama 2 aylık bir seviyeli seçim sürecini geçirdik. Söz şimdi seçmende, herkes elini vicdanına koyarak oy kullanacak. Önemli olan seçim sonrası herkes eteğindeki taşı dökerek kırgınlık ve husumete yer vermeden birlik beraberlik içinde hayatımıza devam edelim. Kimler bu ülkede seçildi, kimler gelip geçti bizler hayata devam ediyoruz. Rabbım birlik ve beraberliğimizi bozmasın. Kim seçilirse seçilsin, şimdiden tebrik ederim. Halkın verdiği onaya hepimiz saygı duymak durumundayız.
    

  Ancak Cumhurbaşkanlığı seçimi Milletvekilliği seçimlerinden daha çok önemli. Oy atarken ülkemizin birlik ve beraberliğini düşünerek oy verelim. Şu güzel düzenimizi bozmak isteyen iç ve dış düşmanlarına fırsat vermeyelim.
     

  Gelelim konumuz, yazımın başındaki konu neticesinde, hepimiz bir gün kabir kapısından içeriye gireceğiz. Belki bir gün önce, belki bir gün sonra. Dolayısı ile dört günlük dünya için birbirimizi incitip, kırmaya gerek var mı?
      

  Dünyanın bir han kapısı olduğunu hepimiz biliyoruz. Bir kapıdan girip, diğer kapıdan çıkıyoruz. Şöyle geriye bir baktığımızda bu kapıdan kimler geldi kimler geçti. Bizde bir gün gelip geçeceğiz, zaten hiçbirimizin bir dakika sonrasına garantimiz yok.
       

Peki hayat böyle devam ederken neden ölümden bu kadar korkuyoruz? Korkunu ecele bir faydası var mı? Ölümden korkunun en önemlisi, insan imanı nispetinde korkar. Kabre hazır olamadığımız ve dünya nimetlerine doymadığımız için ölümden korkuyoruz.
     

   Bende dahil olmak üzere, hayatta iken neden sağlığımızda bir aksaklık olduğunda ölüm korkusu bizi sarınca tedavi için haram olan yiyecek ve içecekleri bile tereddüt etmeden alıp yemiyor muyuz. Hayvan pisliğinden bile zaman zaman medet ummuyor muyuz?
      

  Ama bakın ne yaparsak yapalım nasıl olsa kabir kapısı bir han kapısı, nasıl olsa bir gün oraya gireceğiz. Onun için dünya menfaatlerine daldığımız kadar kabir için ahirete de en ufak hazırlık yapmıyoruz. Kendimizi kabre neden hazırlamıyoruz?
      

   Dünya nimetleri ve güzellikleri inanın hiç bir zaman bitmez. Ama bu nimetleri bize veren Rabbımıza neden her gün şükretmeyiz. İşte ahireti unuttuğumuz için ölüm aklımıza gelince ölümden korkuyoruz.
       

Ölüm çoğu zaman aklımıza hiç gelmez, ne zaman bir cenazeye katıldığımızda veya mezarlığa cenaze defnettiğimiz de ölümü hatırlayıp tebessüm edip kendimizi yargılıyoruz. Halbuki ki, hayatımızın her safhasında ve yanlış yaptığımızda ölüm aklımıza gelmeli.
         

Tabi mezarlıktan ayrıldıktan sonra hayat devam ettiği için normal hayata geçer ölümü unuturuz. Öyle ise insan imanı nispetinde ölümü hatırlar ve ölümü severek karşılar. İmanı olmayanlar ölümden daha çok korkarlar.
        

Allah bizleri ölümü hatırlayanlardan ve ölümü severek karşılayanlardan eylesin. Hiç bir surette ölümden kurtulamayacağımıza göre birbirimizi kırmaya ve incitmeye gerek yok. Allah hepimize imanla kabre gitmeyi nasip etsin.