-
ELİF İNAL

ELİF İNAL


ANI YAŞAMAYA DEĞİL KANITLAMAYA ÇALIŞMAK

28 Temmuz 2021 - 18:49

İnsan, Hz. İnsan
Şu geçici dünyada ki çok değerli bir varlık. Neden değerli çünkü akıl sahibi, düşünme yeteneği var doğruyu, iyiyi güzeli bulabilme gücü var.

Neden Hz. İnsan? Hazret “huzur da olan” demek yani “Allah’ın huzurunda olmak” her an her saniye Allah'ın emrine olmak, izlendiğini bilmek. Keşke akıl sahibi bir varlık olarak her an Allah’ın huzurunda olduğumuzu tahayyül edebilsek. Çağımızın hastalığı olan insanlar ne der ? Sorusuna inat Allah ne der diye düşünebilsek.

Evet çağımızın hastalığı gerçek anlamda çağımızın hastalığı! İnsanlar ne der? İnsanlar iyi desin, insanlar alkışlasın, insanlar beğensin, insanlar kötü yorumda bulunmasın... Madem bu kadar çok insana önem veriyoruz peki neden kendimiz olan insanı önemsemiyoruz? Çevremdeki insanlar değil ben bir insan olarak ne istiyorum? Neyi yapmaktan mutlu oluyorum? Neyi yaptığımda insan olarak kendi gözümde değer kazanıyorum? İşte çağımızın insanı diğer insanların gözünde değerli görünmek için kendi özünde ki insanın ne kadar değerli olduğunu unutuyor.

Hiç şüphesiz bizi bu hale getiren Batının oyunları, teknoloji, televizyon, internet, sosyal medya.
Kendimizin ne istediğinden çok bizi izleyen, takip eden, gören insanların hakkımızda ne düşündüğünü önemsiyoruz ve bunu bir takıntı haline getirip yaşadığımız her andan zevk alamaz hale geliyoruz. Anı yaşamak değil yaşadığımız anı birilerine kanıtlama çabasına giriyoruz. Bir yerde okuduğum şu
cümleler anlattıklarımı açıklamaktadır: “ Herkesin kahvesi bol köpüklü değil köpüklü olanın fotoğrafını çekiyorlar, herkes hep güzel değil en güzel çıktığı fotoğrafı paylaşıyorlar. Herkes her zaman mutlu değil mutluyken ya da gibiyken çekip atıyorlar. Köpüksüz kahveyi, gözü kapalı fotoğrafını, tükenmiş halini paylaşan yok” Oysa insan doğal bir varlık olarak mutsuz olabilir, yorgun olabilir, eksik olabilir, yanlış bilebilir. Biz insanlarda olduğumuzu değil olmak istediğimiz şekilde koyuyoruz kendimizi ortaya buda diğer insanları hırsa, kibre, kine sürüklüyor ve bu düşünceler 7 den 70 e “onda var bende neden yok” kavgalarına sürüklüyor. Ya onlar gibi olmak için sınırları zorluyoruz ya da onlar gibiymişiz gibi yapmaya çalışıyoruz ama aklımızın ucundan olduğumuz gibi görünüp
elimizdekilerle şükretmek geçmiyor. Oysa şükredecek ne çok şeye sahibiz....

İnsanlar ne der değil bir insan olarak ben ne hissederim....

İlahiyatçı Hanım

YORUMLAR

  • 0 Yorum