-
ERDOĞAN KAYA

ERDOĞAN KAYA


Samimi ve dürüstlüğün neresindeyiz?

29 Kasım 2019 - 04:26

Samimi ve dürüst olmanın neresindeyiz? Samimi olan insan insanları karşılıksız sevmesi gerekmez mi? nedense ülkemizde genel olarak her şey çıkar ve menfaat üzerine kuruludur. Bunu aştığımızda insan olarak, ülke olarak bizi tutacak kimse yoktur. Vatan ve ülke sevgisi nerede ise istisnalar hariç hepimizde mevcut. Ama çıkar ve menfaat olayına geldiğimizde dürüstlüğümüzden şüphe eder durumdayız.

Siyasisinden tutun, aşağıya kadar her yer çıkar ilişkileri içerisinde seyretmektedir. Dün iyi dediklerimize, çıkar çatışmamız olduğunda tutar yerini koymayan bir duruma geliyoruz. Neden böyle bir durama geldiğimizi irdelememiz gerekmez mi?

İnsanlardan yararlanıp kullandığımız sürece o insandan iyi kimse yok. Yararlanamadığımız ve kullanamadığımız zaman neden o insanlara ateş püskürüp dışlıyoruz? Sevgiler, dostluklar, kardeşlikler menfaat üzerine kurulursa neticesi bu durumdur. Menfaatler çakıştığında kardeş kardeşe bile düşman olmuyor mu?

Elhamdülillah Müslümanız, inancımız, imanımız var. Dinimiz bir, kitabımız bir ve bir birler arka arkaya sıralayabiliriz. Öyleyse bizler birbirimizi neden Allah için sevmiyoruz? O zaman inanıyoruz ama itikadımız da bir sıkıntı var demektir.

Menfaatimiz yerine gelmezse devlete düşman oluruz, haksız yere talepte bulunduğumuzda talebimiz yerine gelmezse idarecilere düşman oluruz. Bir dost ve yakınımızdan menfaatlendiğimizde menfaat göremezsek ona düşman oluruz.

Varlık içerisinde yüzenler, kanaat sahibi olmayıp daha fazla kazanma hırsı içerisinde olmaya devam ederse. Garibanda gayret göstermeden yokluğuna isyan ederek devlete isyan edip saldırmasının neresinde hakkaniyet ve tok gözlülük var?

Nereden ne koparabiliriz, kimden haksız bir kazanç sağlarız düşüncesinde olan insan sayısı azmıdır? Aslında bizim ülkemiz bulunmaz, eşine ve benzerine rastlanmaz bir ülkedir. Ama yaşayan insanlar hakkına razı olup nereden ne koparırımı bir tarafa atarak dürüst olamayı denesek dünyanın gıpta ile bakacağı bir ülke olmamız kaçınılmazdır.

Devlet kurumu ve diğer kurumlarda çalışanlar aldıklarının hakkını vererek çalışıyor mu? Herkesin elinde bir telefon ne zaman küçük bir boşluk bulsa telefon karıştırıp birileri ile çetleştiklerini maalesef görmekteyiz. O zaman işimizin hakkını vermediğimiz ortaya çıkmıyor mu?

Esnaf alışveriş yapan insanlara farklı davranmamlı. Adamına göre satış yapmak yerine herkese eşit muamele yapmalı. Devamlı müşterisi olan insan bir kaç sefer gelmeyince ona karşı yüzünü asmamalı. Bunları yapıyorsak dürüstlük nerede kalıyor?

Devletin nerede ise tüm kurumlarında çalışanların masasının üzerinde birer telefon. Bunlar mesai saatinde ceplerde durmalı ve kendi işini görmelidir. Önünde bulunan bilgisayarları işinin dışındaki işlerde kullanmadan devletin işlerinde kullanmalıdır. Bunu yaparsak devletin ilerlemesi ve ülkemizin kalkınması kaçınılmazdır.

Toplum olarak sevdiklerimizi çıkar için sevmeden, onları Allah için sevmelidir. Ama maalesef bu durum haddinden fazla çoktur. Bunları bir tarafa atarsak toplum olarak ve ülke olarak ilerlememiz ve samimiyetimizin artması kaçınılmazdır.

Gelin birbirimizi Allah için sevelim, menfaat için sevmeyelim. Dostluklar mezara kadar devam etsin ve çocuklar tarafından da devam ettirilsin. Biz dünyaya hüküm sürmüş bir ecdadın torunlarıyız, dedelerimize layık olursak sorun ve sıkıntı diye bir şey kalmaz. Suçlu aramak yerine kendimizi hesaba çeker düzeltirsek her şey hallolur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum