-
ERDOĞAN KAYA

ERDOĞAN KAYA


Her şey bitti dediğinde elini uzatır dost

09 Ağustos 2024 - 21:26

   Son günlerde pek fazla ortalıkta gezmemeye çalışıyorum. Ara sıra gören dostlar hemen farkedip nerelerde olduğumu soruyorlar. Şimdi anlıyorum ki, bunu fark eden veya bir telafonun ucunda seni arayıp hal hatır soran varsa onlar gerçek dostlardır. Kendisine lazım olduğunda aranıyorsan onlar dost değildir. Hamdolsun böyle günlerde gerçek dostlarını tanıyabiliyorsun. Demek ki her yüzüne gülen dost değildir.
     

 Aslında yazıma gerçek dostluk diye başlayacaktım ama düşündüm de gerçek dostluk demek; herkese dost diyenler içindir.. Dost dediğin tek anlam içerir zaten oda açık ve gerçektir.. O yüzden gerçek dost demeye gerek yoktur. Çok farklı şeyler birbirinden.   Gerçek dostluğa önem veriyorsan herkese dostum deme ve o kavramın içini boşaltma..
     

  Hayat bazen insana o kadar ağır geliyor ki ne yapacağını bilemez hale getiriyor kişiyi. Eminim herkes yaşamıştır bu durumu. Kendimizle çeliştiğimiz zamanlar geldi hiç yok yere boşu boşuna efkarlandığımız günler oldu. İşte o anda yanınızda olmasını istediğiniz kişilerdir dostlarımız.
       

 Hayatın bize sunduğu en büyük süprizdir bence Dost.. Çünkü böyle tam dibe vurduğun anlarda artık herşey bitti dediğin anda uzatır sana elini. Alır ve çeker seni her şeyin herkesin arasından. Bu dostluklarda yeni tanıdığın çok daha kıymetlidir sanırım.    Bilindik varoluşları önemlidir elbette ama yıllar ilerledikçe insan olgunlaştıkça o zaman gerçekten seçici davranıyor. Büyüdükçe daha çok düşünmeye, öğrendikçe daha özenli seçmeye başlar insan yakınındakileri. Ne çocuk acemiliği kalmıştır artık, ne gençliğin körpe heyecanı. Artık kazanmış olur insan gerçek dostluğun anlamını, manasını.. İşte bu yüzden diyorum yeniler daha özeldir hayatımızda.
     

    Yani böyle her iyi anlaştığın her iyi vakit geçirip beraber gülüp eğlendiğin dostun değildir. Arkadaşın olabilir yada yakın arkadaş denebilir ama dost diyorsan eğer o senin en berbat halini de bilip kabullenebilen kişidir. Bir insanı böyle her haliyle en iyi gününde olduğu gibi en kötü anında da kabul etmek herkesin yapabileceği bir şey değildir. Herkes yapamadığından dostlukların sayısı az, özü fazladır.. O zaman ney yapıyormuşuz her önümüze gelene, her güzel vakit geçirdiğimiz bişeyler paylaştığımız, en çok vakit geçirdiğimiz kişilere hemen “ dost “ sıfatını yakıştırıp o bu saf kavramı kirletmiyormuşuz.
     

  Hani denebilir dost olmak yıllar sürer diye ama hiçte öyle değilmiş. Gerçek dost samimiyetine o anda inandığın o denli de güvendiğin kişiyi karşında görmekmiş. O en zor anında onun varlığını her zaman yanında hissetmekmiş. Çevrendeki herkese geçirdiğin süreyle orantılı olarak yakınlaşırsın ya dost böyle değil işte, farklı çok farklı bişey.. Belki tanışmanın üzerinden 1 hafta geçer ama yılların arkadaşlığını samimiyetini yaşayabilirsin o kişiyle. İnsana tüm yaşanan yalan arkadaşlıkları, çıkara dayalı dostlukları bir anda silip attırabiliyor. İşte maneviyattır böyle dostluk zamana bağlı değildir ki. Maddeden vazgeçmek de bu olsa gerek. Nasıl oluyor bilmiyorum ama kendine güvendiğinden çok güvenebiliyorsun o dost yerine koyduğun kişiye. Kendinden bile şüphe ettiğinde ondan edemiyorsun bu böyledir yani..
     

  Şimdi yazsan yazılmaz anlatsan anlatılmaz. Dost öyle bişey ki umutsuz bir vakaya dönüşeceğimiz anda bizi gece gece güldürmeyi başarabiliyor. Kan bağınız olmadığı halde kardeşiniz yerine koyabiliyorsunuz. Bazen kardeşinizden yakın bile olabiliyor bu dost kişisi. Niye diyecek olursanız kardeş zorunlu kardeşlik ama dost seçilmiş kardeş oluyor. İnsan gerçekten o kadar masumane bir sevgi ile seviyor ki dostunu kimseyle paylaşası gelmiyor.

YORUMLAR

  • 0 Yorum