-
ERDOĞAN KAYA

ERDOĞAN KAYA


Şehirli köylü meselesi

12 Aralık 2014 - 14:04

  Bende bir köy çocuğu olduğum halde bu cümleyi neden kullandım biliyor musunuz? Köylüyü yermek şehirliyi övmek için değil, şehirde yaşayıp da şehirde yaşamasını bilmeyenler için söyledim. Ne zaman şehirli olacağımızı vurgulamak istedim. Burada sizlere enteresan şeyler yazıp kıyaslayacağım, göreceksiniz ki, adımız şehirli kendimiz köye de yaşıyoruz. Köydeki insanlar görgüsüz olduğu için değil, şehirde yaşayan insanların elde ettiği imkânların onlarda olmadığı için bu cümleyi kullandım.

       Köyede herkesin evinin içinde tuvalet yok, herkesin mutfağı, tuvaleti içinde tam teşekküllü dairesi yok, iki ineği var dışkısını mecbur ya avlusuna ya avlu kenarına atacak. Çöp konteynırı, çöp kovaları ve temizlik elemanları yokki sokakları temizlensin. Yani soba külü ve hayvan dışkısı ilkbahara kadar duvar dibinde durur, baharın ya tarlaya götürülür, ya da tezek yapımında kullanılır.

       Şehirde yaşayan insanların evlerinin önüne kadar asfalt ya da parke taş döşeli. Her apartmanın önünde konteynırı var, çarşıda çöp kovaları, gerçi çarşıda çöp kovası son 3 ayda çoğaldı. Sokaklar süpürülüyor, her hizmet veriliyor, parkıyla, çocuk oyun alanları ile vesaire. Köylerde 50-60 kişilik bir köyü andıran apartmanlar yokki üçbin metre alan içinde yaşasın. Şehirde insanlar toplu alanlarda yaşarlar, aynı haklara sahiptirler, çarşıda pazarda binlerce insan ortak yaşam içindeler. Gerçi artık yavaş yavaş köylerde şehir seviyesine gelmeye başlıyor, bazı kurallar oralarada gelecek. Şimdilerde artık köylerde şehir havasında ve hemen hemen her köyde kanalizasyon var, ayağınız artık çamura batmıyor. Ak Parti iktidarı ile her köy şehirleşmeye başladı ama hala eski alışkanlıklar mevcut.

        Şimdi bu kadar izahtan sonra gelelim asıl meseleye, önce çarşı Pazar yaşamından başlayalım. Geçen bir yazımda kısmen bahsettim, Avrupa da yaşayan bir Türk vatandaşımız çarşıda sigara içerek yürümez, ya da içtiği sigaranın izmaritini sokağa atamaz. Attığı anda cezayı yer, polis görmese vatandaş vatandaşlık görevini yaparak ihbar eder. Ya bizde ne oluyor, çarşıda arabada sigara içerek giden sorumsuz tiryakiler içtikleri sigaranınizmaritini ceplerine mi koyuyorlar yoksa sokağa mı atıyorlar? Elbette sokağa atıyorlar, hatta arabadan sönmemiş sigarasını camdan atarak yol boyunda alevler saçarlar. Ey sorumsuz adam hadi arkandan gelen araçta benzin ya da LPG kaçağı olan bir araç varsa alev aldığında vicdanın rahat mı olacak?

       Sokakta kuru yemiş yerken gelişi güzel kabuklarını sokağa atmak vatandaşlık görevi mi? Neden cebimizde bir selpak taşımayız, hangi çağda yaşıyoruzda balgam ve burnumuzun pisliğini sokak ortasına bırakırız? Bu iyi bir vatandaşlık örneği mi? Ne hakkın var bana balgam ve sümkürdüğünü seyrettirmeye, hadi hastalığın varsa bundan bir başkası hastalık kaparsa sorumlusu kim olacak?

Sigara yasağı geldi ama hala buna uyulmuyor, biz Türk milleti ilin gevurundan korktuğumuz için kurallarına uyarız ama burada burası Türkiye deriz. Ne kadar asil bir milletin torunuyuz görüyor musunuz? Hala çarşı pazarda benciliz yaza yaza dilimizde tüy bitti, ama hiçbir esnafın umurunda değil babalarının malı gibi toplumun umumunun kullanma hakkı olan kaldırım ve yolları işgal etmeye devam ediyorlar. Yetkili mercilerimizde ikaz ve uyarı ile işi geçiştiriyorlar.

       Efendim şehirde yaşamanın bir bedeli var dedim, bu illede sigaraizmaritinden ibaret değil. Aracımızı getirip insanların veya başka araçların geçişine koyup gideriz. Yâda yolda giderken azami hız sürati 50 olduğu halde 60 km. süratle giden araca arkadan korna çalıp yol isteriz. Öndeki aracın sürati bile azami hız süratini geçmişken yol istediğimiz araç sağa yanaşsa zaten iki sıra araç parkı var, arkadan gelen beyefendiye yol vermek için kaza yapması lazım. Ya birde arabada müziğin sesini sonuna kadar açan arkadaş camlarıda açmış sana zorla müzik dinletmeye çalışıyor görmemiş adam.

       İşyerlerinin bulunduğu apartmanlarda oturan hanımlar sofrayı sokağa çırpmasın mı ya insanların üzerine ya da araçların üzerinde bir sürü yumurta kabukları falan filan. Balkona çırpıp süpüreyim de çöp kovasına koyayım demez. Ha birde yazın balkonda otururken tiryakiler balkondan sönmemiş sigarasını yola fırlatmaz mı hadi o sigara izmariti bir vatandaşın koynuna düştü, ya da bir arabanın üzerine düştü ne olacak, bu kadar vicdansızlık olurmu?

        Yeşillik olsun diye dikilen ağaçları herhalde aydan gelip kırmıyorlar, yeşil alanlarda at ve inek otlatacaksan ovaya gideceksin, yeşil alanlara güzellik olsun diye dikilen çiçek ve gülleri koparsınlar diye dikmiyorlar. Çok farklı bir toplumuz vesselam, bunları anlatmakla bitiremeyiz, ama ben zaman zaman yazmaya devam edeceğim. Şehirde ve apartmanda yaşamasını bilmiyorsak gidip kendimize uygun bir yerde yaşayacağız arkadaşlar. Şehirde yaşamanın bedeli var. Bunları bilmeyenlerinde köyde yaşayan insanları köylü diye küçümseme hakkı olmasa gerek.