-
ERDOĞAN KAYA

ERDOĞAN KAYA


Siyasetin edepsizliği

12 Aralık 2014 - 09:02

Aslında ben 20 Aralık 2014’e kadar Ak Parti İl Kongresine zarar vermemek için bu tür yazı yazmamaya söz vermiştim. Ama şu yazacaklarımdan sonra beni zorlamışlardır. Çarşamba akşamüstü Ak Parti Genel Merkezinden yetkililerimiz beni telefonla arayarak bilgi aldılar. Ben güya Milletvekilimizin birisinin cebine mesaj atarak; “ İl kongresinde falan adayı seçtirip sizin hesabınızı göstereceğim ve …………” diye küfür yazmışım. Bu sözleri duyunca çok şaşırdım ve şok oldum.

Kendilerine aynen şunu söyledim; “ söz konusu Milletvekilinin bende telefonu bile yok. Bugüne kadar kendisi ile 3 dönemdir Milletvekili olmasına rağmen bir basın mensubu olarak ne telefon açtım nede mesaj attım. Zaten kendisinin de Aksaray’la alakası yok, ben kendisini Aksaray’da da çok nadir görürüm. Benim böyle bir söz yazdığımı ispat etsin telefon numaram her yerde var. Gazeteciliği bırakacağım. Kendisi de vekillikten istifa edecek mi? Ben böyle bir söz yazdı isem namussuz ve şerefsizim, yazdığımı ispat edemezse kendileri de namussuz ve şerefsiz. Şimdi arabama atlar Ankara’ya gelirim beni yüzleştirin” dedim.

Siyaseti sürekli yalan ve iftira ile yapan bu zat ve ekibi erkekçe verdiği mutabakat sözünden caymak için beni neden alet ediyor? Ben partinin ne yetkili kurumunda ve nede bir önemli yerinde görevli birisiyim. Neden benim üzerimden pirim yapmaya çalışıyor? Bana yazdığı mektubunda beni muhatap almasının nezaketinden olduğunu söyleyen bu vekil madem ben önemsiz birisiyim, neden benim üzerimden siyaset pirim yapmaya çalışıyor?

Ben İl Genel Meclisine aday olduğumda Genel Merkeze, “ bana PKK’lı diye yazı yazdı” diyerek iftira attı. Beni listeden çıkarttırmayı başardı. Benim o zamanda böyle bir yazı yazdığımı ispat etmezse namerttir. Ben kendisine mektupla senin Brüksel’de PKK ile ilgili söylediğin sözleri mi yazdım cümlemi farklı anlatarak yazı yazdı diye iftira atması kendisinin küçüklüğü. Ben kendisi ile ilgili hiçbir şekilde köşe yazısı dahi yazmadım varsa ortaya koysun.

Gittiği her yerde benimle ilgili, “ Ali Rıza Alaboyun’unyalakası ve tetikçisi” sözünü kullanması bir vekil olarak kendi ağzına yakışıyor mu?

İl Başkanlığına aday olanların hiçbirisi ile en ufak bir çıkar ilişkim ve ne de yakınlığım yok. Ben sadece Ak Partinin başarılı olmasını istememden başka bir gayretimde yok. Kendisinin bana yazdığı mektubun tamamını partiye zarar vermemek için yazmadığımı da bilmeliler. Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tırnakları ile kazıyarak buralara getirdiği partinin üzerinden çaka satarak horozlanmasınlar.

12 senedir bu partinin üzerine çullanarak az olsun bizim olsun zihniyeti ile partiyi çember içine alarak içeriye kimseyi sokmayan zihniyet iftira ve yalanlarla tepede oturuyorlar. İşte en güzel örneği adayların Ankara’ya çağrıldığı bir dönemde yine ortaya çıkarak yalan dolanla tepede tekrar oturmak istiyorlar.

Ben bunlarla mücadele ettiği için Sayın Milletvekili Ali Rıza Alaboyun’un yanında yer alıyorum. Bunun içinde adım tetikçi oluyor, yalaka oluyor. Daha dün Milletvekili İlknur İnceöz Hanımefendiyi yıpratmak için eşinden ayrıldı dedikodusunu herhalde ben yaymadım.

Adamda ne Allak korkusu var nede kuldan utanma var. Bir Müslüman nasıl olurda insanlara iftira atabiliyor, hani sizin maneviyatınız ve Ak Parti misyonunuz. Sizin için her şey mubah mı? Ben kimseye ne telefon açar nede mesaj atarak tehdit etmem. Ben adam gibi çıkar köşemde yazarım hem de iftira bile atmadan. Madem sana küfür ettim hukuk ne güne duruyor versene mahkemeye erkeksen.

Sen önce kendini sorgula, ben Aksaraylıya ne verdim ne kadar yakışıyorum diye. 100 kişi ile hakkında anket yapılsın 5 kişi senden yana iyi ibaresi kullansın yine ben bu gazeteciliği bırakırım. Sizin seçiminiz beni ilgilendirmiyor, attığın iftirayı ispat edemezsen müfterisin. Siyasetin bu kadar edepsizliğine pes doğrusu.