-
ERDOĞAN KAYA

ERDOĞAN KAYA


Yaşlılarımız hürmete layık

21 Aralık 2014 - 10:36

Bu yazıyı yazmama sebep olan nedeni yazacağım, ama bir gün yaşlanarak bizlerde yaşlılarımız gibi olacağımızı hiç düşünüyor muyuz? Bazen televizyonlarda anne babaya                                bakma kurgusu kurulur, senaryolar yazılır. Ama yine buralardaki figüranlar hep yaşlılarımız. Neden yaşlılarımız hürmet göreceği yerde sürekli hor görülür?

       Dün kendileri ile iftihar ettiklerimizle yaşlanınca neden utanç duyarız. Dün bize aldığı arabaların arkasına “babam sağ olsun” yazarken, yaşlandığında neden azarlarız? Yaşlanınca acaba soframızda, sokağımızda, evimizde ve toplumda bu insanlar fazlalık mı oluyorlar.

      Geçtiğimiz günlerde eski sanayi caddesinde fırından ekmek almaya gidiyorum. Bir yaşlımız ağır aksak bastonla zorla yürüyerek karşıya geçmeye çalışıyor. O esnada bir genç araçla az kalsın çarpacaktı.

      Yanına yaklaşıp birde ağır sözler söylemesi beni derinden üzdü. Ne mi dedi; “ Be adam evinde oturamıyor musun bu yaşta ne işin var çarşıda pazarda. Vursam şimdi adam yerine konacaksın” deyip yürüdü.

     Terbiyesizliğini söylememe kalmadı yürüdü. Yetişebilse idim bende ona birkaç söz söyleyecektim, yetişemedim. Bende amcanın elinden tutup yolun karşısına geçirdim. Sonra bende kendime baktım yolun yarısına gelmişim, sanki hiç yaşamamışım gibiyim. Evlat sende bir gün bu amaca gibi olacaksın bakalım kimler sana ne işin var bu yaştan sonra der dedim ve fırına doğru ilerledim. Tabii görenlerin çoğu ayıpladı ama ne çare.

       Sevgili okurlar elbet de bir gün bizde o amca gibi olacağız. Kimse bu haliyle kalmayacak. Bakın şöyle kendinize dün çocuktunuz bugün belli bir yaşa gelmişiniz. Gözünüz görmez, kulağınız duymaz, burnunuz akar, dişleriniz dökülür ve birçok hastalıklar birden başınıza çöker ve neticede arkası kara toprak.

      Bu bizim yaratılışımızın gereği, kimse dünyaya direk kalmayacak. Zaten kalanda olmamış, bundan sonrada olmayacak. İnanın ben kendime bakıyorum daha hiç yaşlanmamış bibi görüyorum kendimi, ama yaşıma bakıyorum ne zaman bu kadar yaşamışım. Hiç yaşamamış gibiyim. Birde bakmışız kara toprakla arkadaş olmuşuz.

     Bu nedenle yaşlılarımız bizim birer nimetlerimiz. Belki onlar bir gün çok aradığımız kişiler olacaklar ama bulamayacağız. Hatta yıllar buyu onların hatıralarını anlatarak kendimizi eğlendireceğiz. Zaten çoğu zamanda bunu yapmıyor muyuz?

      Rahmetli babam derdi “ben siz olamam da siz ben olursunuz” diye. Yaşlılarımıza toplu taşımalarda yer vermeliyiz. Bugünün gençlerinin ekserisi bunu yapmıyor. Bu terbiye ve saygıyı devam ettirin ki gelecekte de devam etsin. Sizde yaşlandığınızda sizden sonrakilerde size yer versinler. Zor durumda kaldığında onlara yardım edelim. Onları toplumda fazlalık olarak görürsek, yarın bizde aynı şekilde fazlalık görünürüz.

      Evinde otur sözü çok ağır söz, zaten onlar yorgunluktan bitkinlikten gezmeyi sevmezler. Ama ihtiyaçlarını alacak kimsesi yoksa mecbur çıkacaklar. Kimse bilmez kimsenin dert ve durumunu. Onları bu şekilde azarlamak terbiyesizlik ve saygısızlıktır.

       Gidin bazen Huzur Evlerini ziyaret edin yaşlılarımızla sohbet etme imkânı bulun. Sizlere neler anlatacaklarını tek tek duymanızı isterim. Huzur Evleri kötü mü asla buna inanmıyorum evlatlarından da daha iyi bakılıyorlar. Ama 11 çocuğu olup da onlara necisin diyenlerin olmadığını da çok duydum. Hatta yaptığım Televizyon programlarında bu görüşleri sizlere zaman zaman izletme imkânı buldum.

      Hatta bir yaşlımızın şu cümleleri çok enteresandı: “ hayırsız 10 evladın olacağına hiç olmasın daha iyi” demişti. Hayırlı ise kaç tane olursa olsun, hayırsızsa evladım yok diyenler boşuna üzülüp çırpınmasın hayatlarını yaşamaya baksınlar.

      Yaşlılarımız zaten belli bir süre sonra ahir ömürlerini tamamlayıp gidiyor. Hele birde ölüm olmasa idi kim kime bakacaktı? Belki de yığılan yaşlılar yerine hayatımızdan usanıp keşke ben ölsem diyecektik. Allah yaşlanınca ve rahatsızlanınca insana ölümü sevdiriyor. Bizde bir gün yaşlanıp ahir ömrümüzü tamamlayacağımıza göre onlara saygılı ve hoşgörülü olmalıyız ve hatta onlardan tiksinmeden hizmetinde bulunmalıyız.

      Yaşlılarımıza, anne ve babalarımıza hürmette kusur etmeden, onlara her zaman her yerde saygı duyalım. Yaşlıların evlerimizin birer bereketi olduğunu unutmayalım. Unutma sende bir gün yaşlanacaksın.