Bürokratlar Harıl Harıl Çalışıyor…

Yaz geldi böyle oldu.

 

Vatandaşın ağzını bıçak açmıyor.

Gerçi vatandaşın ağzını açmamasından siyasetçiler son derece memnun…

Bürokratlarımız teker teker zıyıyor.

Bir yıl boyunca çok yoruldukları için Karadeniz, Akdeniz ve Ege sahillerinde denizde ÇİMEREKbedenen ve ruhen tazelenip Aksaray´a daha iyi hizmet edeceklermiş.

Baktım vatandaş birikmiş bende merak edip kalabalığa karıştım.

Belediye hizmetlerini anlatıyorlar.

Herkes birbirine soruyor: “Nereye hizmet ediliyor?” Şuraya diyen yok…

Demek ki çok seri çalışıyorlar ki, hem belediye yetkilileri hem de halk aklında tutamıyor.

Dedik ya böyüklerimiz tatilde…

Cumhurbaşkanlığı yeni hükümet sistemine hangi bürokrat ayak uyduracak merak ediyorum.

İl Özel İdaresine diyecek yok.

Genel Sekreter iki değil dört kanat takmış uçuyor.

Ekibi ise füze gibi, Allah nazardan saklasın…

Milli Eğitime diyecek yok.

Eskiler dört dörtlük derlerdi, ben müdür ve ekibine sekiz sekizlik not veriyorum.

Milli Eğitimin başarısına üniversite sınav sonuçlarını açıklanınca bakacağız.

Yine Türkiye ellincisi isek Milli Eğitime madalya vermek lazım.

DSİ su kanallarını kapalı hale getiriyormuş…

Ben bilmem, siyesetçiler öyle diyo!..

Ben demedim mi sabredin…

Bakın sulama kanallarımız SU KOYUVERMEYECEK…

ONLAR BİZİM AKRABALARIMIZ…

Gözünüz aydın Aksaraylı…

Gurbetçilerimiz geldi.

Maşallah tatilini Türkiye´de yani memleketlerinde yapmak isteyenler çoğunlukta…

Akraba, dost, arkadaş ve esnaf hep bugünü bekledi.

Eskiden ALAMANCI derdik şimdi kibarlaştık ve GURBETÇİ demeye başladık…

Her gözelin bir bozarı olur imiş…

Gurbetçi gençler araç teyplerini sonuna kadar açıp müzik dinliyormuş, olsun kendi evladımız gözü ile bakarsanız olay çözülür.

Araçlarını diledikleri gibi park ederek trafiği alt üst ediyorlarmış olsun, ayıp be delikanlı yeğenimiz sayılır.

Hani dedik ya, “yaz  geldi böyle oldu…”

Dayılar, amcalar, yengeler, teyzeler, halalar gurbetten gelecek diye hep bugünü bekledik…

Düğünlerde çalgı, galgı, havai fişek, klakson sesi biraz ayarını kaçırıyormuş olsun…

Sus gardaşım bizimkiler…

Tek sıkıntı mahalle aralarındaki düğün olsa gerek.

Nişan, düğün sünnet fark etmez…

Sonuna kadar açılmış müzik sesi…

Davul, zurna…

Birde grav grav denilen şımarıklık olmasa…

Bir yıl Avrupa´da esir gibi yaşayan gurbetçi Aksaray´da deşarj olacak…

Onlar bizim gardaşlarımız…