BUNLARINKİ TESETTÜR DEĞİL RÜKÜŞLÜK VE İSLAM DİNİYLE ALAY İLE DÜŞMANLARINA HİZMETTİR!!!

 Yüce dinimiz İslam’ın emirleriyle yasaklarının tamamı keyfi olmayıp tıpkı ayetlerin nazil olmasındaki sebep sonuç nedeniyle yapılması gerekenler emirlerle belirtilirken, aynı nedenle de yasaklarda sebepleri belirtilerek konmuştur.!!!

  Yani İslam’daki emir keyfi olmadığı gibi  yasaklarda tereddütte mahal vermeyecek şekilde net ve açık olduğu gibi uygulamaları dı emrin geldiği andan başlayıp kıyametin kopması anıda dahil devam eder!

  Bu açıklık ve netlikle oluşan şeffaflıktan dolayı hiçbir Müslüman Allah(c.c.) ın emir ve yasakları konusunda tereddütte düşemez.!

  Düşülür ise müracaat edilip sonuç alınacak kaynak bellidir.
  Bu kaynaklardan ilki yüce dinimizin Yüce kitabı Kuranı kerimdir.
  İkincisi Peygamber efendimiz Hz. Muhammed(S.A.V.)in mübarek Hadisi Şerifleri ve kendisinin bizatihi mübarek eşleri, evlatları ve akrabalarından başlayarak sahabelerinin erkek ve kadınlarına uygulattığı sünneti seni yeleridir.

   Yazının girişinden itibaren verilen bilgilerden de anlaşılacağı gibi dinimizin emirleri ile yasaklarının net olmasından dolayı birileri bunu kendi çıkarları veya keyfi uygulamalarıyla moda yoluyla deforme edemez!, aksini ise asla yapamaz!!!.

   Dinimizin Mevla’mızın biz kullarına gönderdiği kitabı Kuranı Kerimin Ayeti kerimeleriyle, Peygamber efendimiz Hz. Muhammed(S.A.V.)’in mübarek hadisi şerifleriyle bizzat kendi hayatı ve eşleriyle sahabelerinin eş ve çocuklarına uygulanan/uygulatılan açık ve net emirlerden biriside Tesettür veya tesettürün bir diğer ismi olan Örtünmedir.

  Yani dinin tekniğiyle ismi” Setr-i Avret” olarak tarif edilen Namazında farzlarından olmasının yanında kamuya açık yerlerin yanında evimiz ile kapalı alanlarda da nikah düşenlerin yanındaki erkek ve kadının vücudunun emredilen yerleri kapatacak olan elbiseleri giymesidir.!!!


MEVLAMIZ YÜCE KİTABIMIZ KURANI KERİMİNDE ERKEK VE KADINLARA ÖRTÜNMEYİ EMREDİYOR!!!

  Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin hanımlarına söyle, dışarı çıkarken üstlerine cilbablarını alsınlar. Bu, onların tanınmasını ve bundan dolayı incitilmemelerini sağlar. Allah, Gafûrdur, Rahîmdir." (Ahzab, 33/59).
   "Mümin kadınlara da şöyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar.
   Zinet yerlerini açmasınlar.
   Bunlardan kendiliğinden görünen kısmı müstesnadır.
   Başörtülerini yakalarının üstüne koysunlar.

 Zinet yerlerini kendi kocalarından, babalarından, kocalarının babalarından, oğullarından, kocalarının oğullarından, kendi erkek kardeşlerinden, kendi kardeşlerinin oğullarından, kız kardeşlerinin oğullarından, kendi kadınlarından, kölelerinden, erkeklik duygusu kalmayan hizmetçilerden veya henüz kadınların gizli yerlerine muttali olmayan çocuklardan başkasına göstermesinler.

 Gizleyecekleri zinetleri bilinsin diye ayaklarını da vurmasınlar.
  Ey müminler! Hepiniz Allah'a tövbe edin. Böylece korktuğunuzdan emin umduğunuza nail olasınız." (Nûr, 24/31).
 

  "Ay halinden kesilmiş ve evlenme için ümidi kalmamış olan yaşlı kadınlar zinet yerlerini erkeklere göstermemek şartıyla dış elbiselerini bırakmalarında onlar için bir günah yoktur.

   Bununla birlikte yine de sakınmaları kendileri için daha hayırlıdır." (Nûr, 24/60).

HZ MUHAMMED(S.A.V.)’İN KADINLARLA ERKEKLERE ÖRTÜNMEYİ EMREDİP UYGULATTIĞI HADİSLERİ!

     Resulüllah (s.a.v) bir gün Hz. Aişe (r.anha)’nın evine girdi. Kız kardeşi Esma yanında idi.
    Üzerinde vücudunun her tarafını örten ve yenleri geniş bir elbise vardı.
    Resulüllah (s.a.v) onu görünce kalkıp dışarı çıktı. 

   Hz. Aişe (r.anha) kız kardeşine “buradan uzaklaş Resulüllah (s.a.v) sende hoşlanmadığı bir şey gördü” dedi.
    Hz. Esma uzaklaştı arkasından Resulüllah (s.a.v) içeriye girdi.

   Hz. Aişe (r.anha) niçin kalkıp gittiğini sordu. Resulüllah (s.a.v) de elbisesinin yenini sadece parmakları görünecek şekilde ellerinin üzerine çekerek şöyle cevap verdi:
“Kız kardeşini görmedin mi? Müslüman bir kadın şurasından başkasını gösteremez." (Mecmeu’zzevâid nr:4168)
    “Resulüllah (s.a.v) Dihye’tül- Kelbi’nin kendisine hediye ettiği mısır kumaşlarından sık dokunmuş bir elbiseyi bana giydirdi, ben de onu hanımıma giydirdim.
   Resulüllah (s.a.v) daha sonra bana sordu: ne oldu Mısırdan gelen elbiseyi giymiyorsun? Dedim ki, ey Allah’ın Resulü ben onu hanımıma giydirdim.

   Resulüllah (s.a.v) buyurdu ki, altına pijama türünden bir şey giymesini ona emreyle.
   Çünkü ben o elbisenin kemiklerinin hacmini belli etmesinden korkuyorum.” (Ahmet b. Hambel)
 

 Yazının girişinden itibaren örtünmenin açıklaması ve Mevla’mız ile Nebisinin örtünme konusundaki emirlerinden de anlaşılacağı gibi örtünme emri alelade bir şey olmayıp disipline edilen şekli ve şem ali ile uygulanması belli olan bir şeydir.
 

 Ezel ve Ebet olan Mabudumuz ile Yüce Elçisi tarafından emredilenler bitmemesine rağmen yerimiz dolduğundan çok önemli bir aktüel gelişme olmaz ise konumuza Mevla’mızın izni ile onun rızası için Çarşamba günü devam edeceğim.
   Gerçek manada Hakkın rızası için örtünmenin öğrenilerek uygulanması ve aksinden ise kaçınılması dileğiyle okunması ve okutturulması dileğiyle.

HAKLILARIN HAKSIZLARDAN CESURLUĞUNU KANITLAYAN TOPLANTIYA AKSARAY’IN EV SAHİPLİĞİ!!!

  Hem yapılan toplantıyı hem de toplantıda alınan karar kadar bu toplantıya ilimizin ev sahipliği yapması da beni mutlu etti.

  Toplantının haberini okur okumaz Türk Tabipler Birliği(TTB) Aksaray il başkanı Opr. Dr. Rıfkı Karabatak’a gönderdiğim” Başında Türk kelimesi bulunan bir birliğin yönetimini işgal edenin yaptığı ülkemiz düşmanı bile olan vicdanı olanların yapmayacağı alçaklığa haddini bildiren açıklamanız için seneden ve seninle aynı Hak yolda olan meslektaşlarından ALLAH (C.C.) razı olsun. 
 Atalarınız ada rahmet olsun.” Mesaj dada belirttiğim gibi öncelikle bu açıklama asla ve asla hiçbir vatandaşımıza yakışmayacak bir şeydir.

   Kaldı ki başında ”Türk veya Türkiye kelimesi bulunan ülkemizdeki bir birlik tarafından böylesi açıklamaların yapılması ise asla ve kata kabul edilemez.
   Bu konudaki birçok yanlış karşısında haklılar bu haksızlar kadar cesur olamadıklarından bu azgın azınlık gemi azıya aldı.

   Şükürler olsun ki bu kabul edilemez açıklama karşısında ilimiz Türk Tabipler Birliğinin davetiyle Aksaray ile birlikte omurgası sağlam illerimizden Amasya, Giresun, Kahramanmaraş, Kayseri, Kırşehir, Konya, Erzurum-Kars-Gümüşhane-Bayburt-Ardahan-Iğdır, Malatya, Nevşehir, Niğde, Ordu,  Rize, Tokat, Yozgat TTB şubeleriyle 14 Mart Tıbbiyeliler Derneği, Milliyetçi Hekimler Derneği temsilcileri bir araya geldiler.
 Yapılan toplantıda”Mevcut Türk Tabipleri Birliği başkanının , milletimizin göz bebeği  şanlı Türk Silahlı kuvvetlerimize attığı çirkin iftira ve karalamalara karşı tavır alabilmek amacıyla , ‘’ acil ‘’ çağrısıyla Aksaray’da bir araya gelen Anadolu Tabip Odaları Başkan ve temsilcileri olarak :

1. Türk Tabipleri birliği Merkez Konseyi’nin derhal istifa etmesini,  

2. Türkiye Cumhuriyetinin bütünlüğünü yüreğinde hisseden her Türk Hekiminin , Türk Tabipler Birliği mevcut merkez konseyini, tüm iletişim araçlarını kullanarak , istifa etmeye davet etmelerini,

3. Türk TABİPLERİ Birliğinin bu menfur olay nedeniyle acilen olağanüstü genel kurul yapmak üzere toplantı kararı almasını , 

4. Tüm hekimlerimizin Türk Tabip odalarına üye olmaya ve odalarına sahip çıkarak , hem ülkemiz üzerine , hem de tüm hekimler üzerine oynanan bu kirli oyunları bertaraf etmelerini,

5. Kendilerini ‘’ insan hakları sözde savunucusu ‘’ gibi ilan ederek , Türk hekimlerinin adeta zekasıyla dalga geçmelerini , ülkemiz üzerine dış güçlerle el ele vererek oynanan her türlü kirli oyunu gördüğümüzü , hekimlik mesleğini eli kanlı terör örgütü ile adeta yan yana getirme emellerine asla izin vermeyeceğimizi bilinmesini bir kez daha ilan ediyoruz… “ şeklinde yapılan açıklamayı yapanlara sağduyulu tüm vatandaşlarımız adına tebrik ediyorum.

   Dini ve milli davalara karşı yapılan tüm saldırılarda haklıların har zaman omurgalı duruşunu sergileyerek bu din ve vatan düşmanlarından daha cesur olmaları dileğiyle başta Aksaray Şube başkanı Opr. Dr. Rıfkı Karabatak olmak üzere açıklamaya imza hatan tüm temsilcileri milletimiz adına tebrik ediyorum.
    Rabbim yar ve yardımcımız olsun.

   Devamı Çarşamba’ya.