-
HÜMEYRA TOSUN

HÜMEYRA TOSUN


Sosyal sorumluluk projelerinde Üniversiteliler

20 Temmuz 2020 - 09:03

Teknoloji çağının getirilerinden belki de en önemlisi tüm uygarlıkların sürekli etkileşim halinde olmasını sağlamaktır. Gün geçtikce gelişen bu ağ toplumun bütün parçalarını birbirinden haberdar kılar. büyük bir kesime hitap eden "toplumsal değer" olgusu bazı topluluklar arasında farklılık oluşturabilir. Bu farklılıkların neticesi olarak toplumsal sorunların doğduğu gözlemlenmektedir. 



Topluma ve toplumsal dönüşüme yön veren etkili kurumların başını eğitim kurumu çeker. Eğitim kurumunun üst basamaklarından birinde ise üniversiteler yer alır. Üniversiteler eğitim vermenin yanı sıra gençleri araştırmaya teşvik etme, sosyokültürel kalkınmayı sağlama, toplumsal konularda üniversite öğrencilerini bilinçlendirme gibi görevleri üstlenir. Bilginin doğduğu, paylaşıldığı, farklı evrelerden geçerek hızla yayıldığı bu kurumda öğrencilere duyulan gereklilik önemlidir. Örnek verecek olursak sosyal sorumluluk projeleri kapsamında üniversite ögrencileri projenin dahilinde değil, öncüsü konumunda olmalıdır. Bunun en önemli sebeplerinden birisi  üniversite öğrencileri bilgiyle donanımlıdır; gelişime en çabuk ayak uyduran yaş grubudur ve buna bağlı olarak gençler toplum içerisinde aktif rol oynar. Toplumun dinamik taşlarını oluşturan üniversite öğrencileri sorunlara çok yönlü bakabilmeli ve çözüm odaklı olmalıdırlar. Bunun başarılabilmesi için de iletişim güçlüğü çekmeyen, kendine güvenen, bilgiyle tam olarak donatılmış üniversite öğrencilerine ihtiyaç vardır. Bu ihtiyacı karşılamada kurumların yanısıra öğrencilere de sorumluluk düşer çünkü kişi öncelikle bilmek isterse bilir. Gözünü açmadan ne kendisini ne de çevresini görür. Eğitimin amacı kişinin yeteneklerini keşfetmesini sağlamak, onu sosyalleştirmek, iletişim ve davranış biçimlerini geliştirmek kısacası toplumsal yaşama hazır bir birey inşa etmektir. 



Eğitim ve buna baglı olarak da toplum sürekli değişim içerisinde olan bir süreçtir. Bu değişim insan ihtiyaçlarının gün geçtikçe farklılaşmasının da doğal bir sonucudur. Gelişen sanayi ile hızla artan dünya nüfusu, nükleer enerji, bölgesel savaşlar ve kullanımı yaygınlaşan kimyasal maddeler çevre sorunlarına neden olmaktadır. Bu kirlilik başta insan olmak üzere tüm hayvan ve bitkilerin yaşadıkları ortamı tahrip etmektedir. Yapılan araştırmalar dünyadaki mevcut çevre kirliliğinin %50'sinin son 15 yılda meydana geldiğini göstermektedir. Daha yaşanılabilir bir ortam için çevreyle uyum içerisinde olmamız gerekmektedir. Doğal çevreye vurulan en küçük darbe, besin zincirindeki canlıların herhangi birinin sonu olabilecek niteliktedir. Bu sebeple çevreyi bilinçlendirmek adına gençlerin rolü önemlidir. Günümüzde ülkenin her köşesinde çoğunluğu üniversite öğrencileri olan gruplar ağaçlandırma çalısmaları yapmakta, yeşil alanların arttırılması konusunda sosyal sorumluluk projelerinde yer almaktadır. Bu uygulamaya hız kesmeden devam edilmeli hatta dikkat çekici kampanyalarla gönüllü gençlerin sayısı arttırılmalıdır. 



Çevre sorunlarının çözümlerini sivil toplum kuruluşlarına bırakmak yerine nitelikli bireylerin çözüm önerileri değerlendirilmelidir. Aslında en önemli nokta gençlere içinde yaşadıkları toplumun bir parçası oldukları bilinci kazandırılmalıdır. Kendini topluma ait hisseden genç, toplumun yararına olan işler yapmayı ancak bu şekilde ilke edinebilir.

Psikoloji öğrencisi

YORUMLAR

  • 0 Yorum