AKSARAY İÇİN DEĞER ÜRETEN ÇALIŞANLARIMIZIN SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ BİZLER İÇİN ÖNEMLİDİR

İş Sağlığı ve Güvenliği her ne kadar mevzuata ilişkin yükümlülükleri ifade etse de, esas itibariyle konuya mevzuatın ötesinde bir anlayışla yaklaşmak gerekmektedir. Günümüzde yapılan çalışmalar iş kazalarının yüzde 98’inin önlenebilir nitelikteki kazalar olduğunu ortaya koymaktadır. Dolayısıyla, iş kazasının gerekli tedbirler alındığında çalışma hayatından silinebilecek bir olgu olduğunu söylemek mümkündür. Konuya bu çerçeveden bakıldığında iş güvenliği bilincinin hem işçilerde, hem de işverenlerde olması gereken bir anlayış oluğunu söylemek doğru olacaktır. Çünkü biliyoruz ki; istediğiniz kadar dünyadaki en iyi mevzuatı oluşturun, istediğiniz kadar en katı yaptırımları getirin eğer işçilerde de işverenler de de olması gereken bu bilinç yoksa hiçbir yere varamazsınız. Bir diğer ifadeyle işçilerin mevzuatın ötesinde bir anlayışla gerekli koruyucuları kullanmaları, tehlikeli davranışlardan kaçınmaları, tehlikeli hızda çalışmamaları işverenlerin ise bir insan canının sorumluluğu ile gerekli tedbirleri almaları, işçilere en üst düzeyde sağlıklı ortamı sağlamaları bu anlayışın getirdiği sorumluluklardır. Yeter ki, işveren ve işçi kesimi bu konuda kararlı olsun.

Yapılan çalışmalar gösteriyor ki iş kazalarının yüzde 50’si kolaylıkla, yüzde 48’i ise sistemli çalışmayla önlenebilir kazalardır. Bu sebeple, işverenlerin iş kazalarını önlemek için işyerinde alacağı tedbirler her on kazadan dokuzunun hiç yaşanmamasını sağlayabilir. Diğer yandan, işçiler de işyerinde alınmış tedbirlere uyar ve güvensiz hareketlerden kaçınırlarsa, iş kazası işyerlerinde istisna olarak kalacaktır. İş kazalarına ilişkin alınacak tedbirler hem kazaların sayısını azaltacak, hem de yaşanan kazaların sonuçlarını hafifletecektir.

İş kazalarının yüzde 98’i önlenebilir nitelikte olduğu gibi, iş kazalarını önlemenin maliyeti de iş kazası sonucu ortaya çıkacak maliyetlere katlanmaktan çok daha ucuzdur. Bir diğer ifadeyle önlemek ödemekten ucuzdur…

Almadığı tedbirler nedeniyle hayatını kaybeden işçinin yakınlarının açacağı maddi ve manevi tazminat davaları, işverenin kusuru oranında SGK’nın geride kalanlara bağladığı aylıklara ilişkin rücu edeceği tutar ve bunun yanında hem ahlaki, hem vicdani sorumluluk dolayısıyla iş kazası sonucu işçisi ölmüş bir işverenin kaza sonrası toparlanması çok zordur. Bu nedenle, işverenlerin iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin bakış açılarını değiştirmeleri ve İSG’yi bir maliyet unsuru olarak değil, işyerinde verimliliği artıracak ve güvenliği sağlayacak tedbirler bütünü olarak görmeleri gerekmektedir. Ancak bu sayede iş sağlığı ve güvenliğinin işveren açısından önemi anlaşılabilir.

 

İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ BİR KANUNDAN ÇOK BİR KÜLTÜR BİR ANLAYIŞ BİR FELSEFE MESELESİDİR

Gece gündüz demeden Aksaray için değer üreten çalışanlarımızın sağlığı ve güvenliği bizler için önemlidir.Bu itibarla çalışma hayatının vazgeçilmez prensibi olan iş sağlığı ve güvenliği noktasında İlimizde bir bilinç oluşturmak Hayati önem taşımaktadır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak çok ciddi adımlar atılıyor 2012 yılında 6331 sayılı kanun ile iş sağlığı güvenliği kanunu tüzel ve gerçek kişilere yüklediği sorumluluklar vardır.Hükümetimiz ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak çok ciddi adımlar atılıyor. Bu doğrultuda iş kazaları ve meslek hastalıkları istatistiklerine baktığımızda 1990'larda %40 lar seviyesinde iken, 2015 yılında %8 seviyesine düşmüştür. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak tek bir işçi bile burnunun kanamaması arzusundayız.iş sağlığı ve güvenliği mevzuatının çağdaş ve uluslararası normlara uyumlu hale getirilebilmesi için 36 yönetmelik 7 tebliğ yayınlanmıştır.

Tüm bu gelişmelere rağmen ben öncelikli mesele zihniyet meselesidir iş sağlığı ve güvenliği bir kanundan çok bir kültür bir anlayış bir felsefe meselesidir.İş sağlığı ve güvenliği kadar iş ahlakı ve sorumluluğu da önemlidir 13 yüzyılda kalkınmanın lokomotifi Ahilik Teşkilatı ve kültürüdür Ahi Evran öğretisi ile ahlaki değerler silsilesi çalışma hayatından en başında çıraklık ile başlar ve hayat boyu devam eder.Bugün tartıştığımız kayıt dışı istihdam, iş sağlığı ve güvenliği, çocuk işçiliği konuları başta olmak üzere Çalışma Hayatında karşılaştığımız her türlü problem ancak bu anlayış ve Felsefe ile üstesinden gelinebilir. Dolayısıyla bu mesele bakanlığımızın olduğu kadar çalışma hayatındaki her bir ferdin ve sektörün meselesidir.Dünyada her yıl iş kazası ve meslek hastalığı sonunda 2.3 milyondan fazla insan hayatını kaybetmiştir.Bugünkü toplantımız bir bilinçlendirme ve farkındalık toplantısı dır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı olarak 1987 yılından bu yana her yıl 4 ile 10 Mayıs tarihlerinde iş sağlığı ve güvenliği haftası düzenleniyor.Bu vesileyle tertip etmiş olduğumuz seminere hepiniz hoş geldiniz.İş kazalarının olmadığı sağlıklı çalışma hayatının sürdürüldüğü bir yaşam dileğiyle.

Bu vesileyle Ebediyete intikal eden tüm işçilerimizi rahmetle anıyorum.