Aksaraylılar yıllardır aynı serzenişi dile getirir: “Biz neden tanınmıyoruz?”
Ancak bu sorunun cevabını aramak yerine, çoğu zaman sadece yakınmakla yetiniriz. Ne kamudan cesaretle öne çıkan biri olur ne de sivil toplum kuruluşlarından yenilikçi bir çıkış gelir. Herkes kendi sosyal medya hesabındaki 100–200 beğeniye razı kalmış durumda. Elbette birkaç istisna var ama genel tablo maalesef bu. STK başkanları da oturdukları koltuklarda günü kurtarmanın ötesine geçemiyor, gelen gidenle çay sohbeti yapmaktan öteye gitmiyorlar.
Aslında bu konuda öncülük etmesi gereken kurum Valiliktir.
Biraz iğne batırmak gerekirse; Aksaray Valiliği’nin sosyal medya hesaplarından paylaşılan haber ve etkinliklerin ortalama 100 beğeniyi geçmediğini görüyoruz. Kimse de çıkıp “Bunu nasıl artırabiliriz?” diye sormuyor.
Oysa çözüm belli: Vali beyin faaliyetleri önce basınla paylaşılmalı, ardından sosyal medyada yer almalı.
Çünkü Google algoritması, içeriği ilk paylaşan kaynağı “asıl haber” olarak tanımlar. Valiliğin paylaştığı içerikler basına sonra geçince, basın haberleri kopya gibi algılanıyor. Bu sıralamayı tersine çevirmek, haberin erişimini genişletir, hem basını hem valiliği güçlendirir.
Benzer durum diğer resmi kurumlar için de geçerli.
Kurumsal sosyal medya hesapları bir hedefe odaklı değil, gelişigüzel ilerliyor. Oysa her kurumun, kendi personelini bir hizmet içi sosyal medya eğitiminden geçirmesi gerekiyor. “Biz zaten biliyoruz” diyebilirler ama öyle olmuyor işte. Çünkü her kurum kendi başına bir yol çizmiş, ortak bir vizyon yok. O vizyon da şu olmalı:
“Aksaray’ı sosyal medya aracılığıyla nasıl daha fazla tanıtabiliriz?”
Bir dönem “Keşfet Aksaray” adıyla açılan bir sayfa vardı, hatırlarsınız.
Güzel bir girişimdi ama müdürler değişince sayfa sahipsiz kaldı. “Bu benim sayfam, sen paylaşamazsın” diyenler bile çıktı. Halbuki tanıtım paylaşmakla olur, paylaşmak engellemekle değil.
Birlikte hareket edebilsek, Aksaray’ın doğal güzellikleri, tarihi mirası, kültürü çok daha geniş kitlelere ulaşabilir.
Ama biz hâlâ “birisi yapsın” diye bekliyoruz.
Oysa tanıtım kendiliğinden olmaz, sistemli bir çalışma ister.
Bir temele oturtulmuş, ortak bir amaç belirlenmeden başarı mümkün değildir.
Son sözüm şu:
Eğer hepimiz “Önce Aksaray” zihniyetiyle hareket edersek, çözülemeyecek hiçbir sorun yoktur.
Ama bunu gerçekten istemek, inançla ve birlikte yapmak gerekir.
Yorumlar
Kalan Karakter: