Lazer tedavisi, genel olarak dokulara odaklanan lazer ışığı kullanmak suretiyle ağrıyı ve iltihapları azaltmayı ya da dokuların iyileşme süreçlerini hızlandırmayı hedefler. Bu işlemlerde ağrı ya da hasarlı olan noktalara direkt uygulanan ışık enerjisinden faydalanılır. Robotik lazerler cerrahi işlemler esnasında çok ufak izler bırakır. Bu durum, hem estetik açıdan hem de dokunun korunması açısından da önemli bir detaydır.
Robotik lazerler, hızlı ve kendini tekrar edebilen işlemlerde oldukça başarılıdır. Dolayısıyla geleneksel yöntemlerle çok uzun sürebilen cerrahi işlemler, lazer yönteminde hızlı biçimde neticelenebilir. Doku rejenerasyonlarında ya da yara/ağrı iyileştirmelerinde lazer, ideal bir yöntem olarak kabul görür.
Örneğin MLS lazer sitemlerinin, enflamasyon baskılayıcı etkisi çok daha yüksektir. Üstelik robotik uygulama başlığı ile beraber ilgili bölgeye daha homojen bir biçimde ışın verme şansı oluşur. Ağrı kesici etkisi sayesinde dokuların yenilenme düzeyi artırılır. Bu durumu “biyostimülant etki” olarak açıklamak mümkündür. Özellikle de cerrahi işlemlerden sonraki süreçlerde ciddi bir ayrıcalık sağlar
Genel olarak robotik lazer işlemleri ile beraber çok daha etkili ve hızlı bir iyileşme elde edilir. Çeşitli hastalıklardan ya da özel durumlardan kaynaklı olarak ortaya çıkabilen hareket sınırlılığı ya da hareket bozukluğu giderilir ve kişi günlük aktivitelerini yapmaya devam edebilir. Yaş ilerledikçe hareket sınırlılığı ya da bozukluğunu engellemek adına çeşitli ilaçlar, geleneksel rehabilitasyon çözümleri ya da ameliyatlar tek başlarına yeterli olmayabilir. Yüksek yoğunluklu robotik lazer yöntemleri, dalga boyu ve yüksek gücüyle etkili sonuçlar yaratır ve iyileşme hızlandırılır. Robotik lazer uygulamaları; ağrı kesici, ödemleri düşürücü, kas gevşetici bir etkiye sahiptir. Aynı zamanda dolaşımı artırıcı etkisiyle de daha az seansla daha verimli sonuçlar yaratır. Yüksek yoğunluklu lazer tedavisi, genellikle aşağıdaki hastalıklar için kullanılır: Boyun, sırt ve bel bölgesindeki fıtıklar. Artroz (eklemlerde oluşan iltihaplanmalar ve ağrılar). Karpal tünel sendromu, kas ağrıları, nöropati, bağ, tendon ya da kas yaralanmaları, yanık iyileşmeleri, fibromiyalji, epikondilit (Tenisçi dirseği), bursitler ve tendinitler gibi fizyoterapik rahatsızlıklarda aktif şekilde kullanılabilmektedir.
Robotik lazer ya da bir başka ifadeyle yüksek yoğunluklu lazer terapisi, diğer lazer terapilerine kıyasla farklı özellikler taşır. Robotik lazer uygulamaları büyük ölçüde ağrıyı azaltma ve ağrının neden olduğu inflamasyonu kontrol altına alma amacıyla kullanılır. İşlemle beraber sinir hücresinin yenilenmesi sağlanabilir. Söz konusu iyileşme sayesinde sinirlerin beyinle olan iletişimi güç kazanır. Öte yandan yüksek yoğunluklu lazer terapisi, skar dokusunu da yumuşatmaktadır. Böylece lifler çok daha fazla harekete olanak tanıyacak biçimde uzatılır. Tüm bunların yanında kronik olarak oluşmuş ağrı hafızası azalabilir. Robotik lazerde seans sayısı hastanın durumuna göre değişir. Henüz ilk seanstan başlamak kaydıyla etkilerini bariz şekilde hissetmek mümkün olur. Her seans hastanın ihtiyacına göre değişiklik gösterebilir ve sağlık uzmanı, uygun görmesi hâlinde bu süreleri uzatabilir. Robotik lazer uygulamalarından sonra ciltte herhangi bir leke oluşumu söz konusu değildir. Hızlı ve etkili bir sonuç yaratan yüksek yoğunluklu lazer (HILT); kas, yağ, deri, kemik doku ya da deri altına etki edebilmektedir.
Sağlıklı, mutlu ve ağrısız günler dileğimle…
Yorumlar
Kalan Karakter: