-
ERDOĞAN KAYA

ERDOĞAN KAYA


Dava adamına bakarmısınız?

05 Şubat 2016 - 07:11

      Toplum olarak genelde bir düşünceye sahibiz, “ ben olmazsam gerisi tufan” diye. İster siyasetçi olsun, ister bir makam sahibi olsun veya bulunduğu itibardan düşen çok insanlar bulundukları koltuk ve yerleri kaybedince yerine oturanlara hemen düşman olur veryansın ederler. Son günlerde Ak Parti saflarında gerekli yerleri bulamayanlar sanki koltuklarını kaybedince Türkiye’de kıyamet kopuyormuş gibi dün oturdukları koltuklara saldırmalarını gördükçe ne kadar küçüldüklerini görmek beni şaşırtmamıştır.

     Bazen hiç emekleri olmadan ve zerre kadar gayretleri olmadan şanslarımı diyeyim, kader mi deyim hak etmedikleri halde bir yerlere bir dostlarının sihirli eliyle pat diye gelip otururlar. Koltuğa oturduktan sonra sanki dünyayı yaratmış veya dünyayı idare ediyormuş havasına girmelerine yıllardır tanık oluruz.

      Son günlerde gündemi meşgul eden Bülent Arınç ve Hüseyin Çelik beyanatları gündemde duruyor. Bundan 5 yıl önce Bülent Arınc’ın kendi memleketindeki konumunu burada bazı dostlara anlattığımda bana yanıldığımı söyleyen dostlar vardı.

     Ne diyeyim en güzel ayna zaman ve zaman beni haklı çıkarmıştır. Bülent Arınc’ın seçim bölgesi Manisa bölgesinde en ufak taraftarı ve tasvip edeni olmadığını ben kendi seçmenlerinden dinlemişimdir. Malumunuz benim torunlar ve dünür Manisa’da olduğu için her yıl bu bölgeye gide bir hafta on gün kalırım.

      Bölgede Arınc’ı sorduğumda herkeste Arınca karşı bir öfke ve kızgınlık olduğunu gördüm. Bundan dolayı son seçildiğinde vefa örneği gösteren Ak Parti kendisini Bursa bölgesine kaydırıp aday yapmışlardı. Arınc’ın Manisa’da partisine kazancı olmadığı gibi kaybının hattı hesabı yoktu. Kendisini hiçbir seçmende sevmiyordu.

     Hatta son mahalli seçimlerde ve bir öncesinde Milletvekili seçiminde birinci parti olan Ak Parti mahalli seçimlerde Manisa merkez dahil nerede ise tüm ilçelerde seçim kaybetmiştir. Nedeni ise kendisine yakın ve seçmen tarafından tasvip edilmeyen adaylar belirlemesi sonucu bölgesinde sürekli MHP birinci parti olmuştur.

     Adam hayatı boyunca Ak Parti öncesinde de mecliste ve 3 dönemdir yine mecliste. Buna rağmen dün sesini çıkaramazken bugün bulunduğu yeri nerede ise linç edecek. Peki Sayın Arınç adama sormazlar mı sen dün burada değilmiydin? Madem bu kadar memleket severdin de neden dün neden konuşmuyordun da kolduk altından çekilince yaygara yapıyorsun?

      Sen önce kendi bölgeyin seçmenini kazanmasını bir öğren. Hiç yoktan seni Başbakan yardımcılığına meclis başkanlığına kadar taşıyan partine saygılı ol. Olur mu efendim Başbakan olması veya Cumhurbaşkanı olması lazım.

     Meselenin aslında kendisinin Davutoğlu yerinde Başbakanlık beklentisinden başka bir şey değildir. Hatta son seçimlerde kendisini aday göstermemenin verdiği hınç vardır. Eğer tekrar aday olsa idi bugün şu konuştuklarının birisini konuşmuş olmayacaktı.

     İşte benzeri İdris Naim Şahin İstanbul’da sıradan birisi iken Sayın Erdoğan’ın İstanbul Belediyesinde göreve getirip sonra meclise taşıyarak Bakanlığa kadar yükselmesi. Aynı şekilde Hüseyin Çelik Van ilinde hiçbir bağlantısı yok iken kendisini başka ilden Milletvekili yaparak partinin en üst görevine getirilmesi ve altından koltuğun çekilmesi ile düne kadar sesini çıkarmazken bugün yaygara yapması.

      Valla bildiğim şu ki, yarın sizin akıbetiniz Abullatif Şener olacaktır. Yiğitseniz kurun bir partide başına geçin kaç oy alacaksınız? Rahmetli Özal’a karşı tıpkı Bedrettin Dalan gibilerin parti kurup tabela partisi olarak kalmasıdır. Örneğini Mehmet Yazarda da gördüğümüzü bilenlere hatırlatırım.

     İnsanlarda vefa denen bir şey olmalı, vefa eğer sadece bir semt adıysa o semt sizden bile vefalıdır. Hiçbir kimsenin yeri doldurulamaz diye bir şey yok. Analar ne yiğitler, ne aslanlar doğuruyor bunu kendilerine hatırlatmak isterim. Makam ve mevki sahibi olanların makamlarını kaybedince de bir duruşları olmalıdır. Bindikleri dalı kesmeye çalışırlarsa Nasrettin Hoca misali kendi oturdukları dalı kesip kafaları taşa toslar.