-
ERDOĞAN KAYA

ERDOĞAN KAYA


Kurt elma gövdesine girmiş

21 Temmuz 2019 - 20:59

      Yine son günlerde sıkça şehitlerimiz gelmeye başladı. 20.10.2011 yılında yazdığım bir yazı aklıma geldi. Sanki 15 Temmuz kalkışmasını gündeme getirmişim. O yazımı yeniden sizlerle paylaşmak istiyorum.

    “Kurt elmanın gövdesine girmiş, girmiş girmeye de yavaş yavaş elmayı elmalıktan çıkarmaya başladı. Evet, her geçen gün şehit haberleri ile uyanıyoruz, bu seferde şehitlerimizin sayısı fazla. Buna dur demek için bu kadar şehit vermemiz mi gerekiyor. Beyler konu çok ciddi, hafife alınacak bir durum değil. Terör örgütü PKK bugüne kadar verdiği Şehit sayısına bir bakın, sanki savaşa katılmışız gibi. Kıbrıs ta bu kadar şehit vermemişiz.

       Yaralar sarılacak üstesinden geleceğiz lafları günlük laflar. Öyle bir toplum haline gelmişiz ki, nerede ise şehitleri olağan karşılar hale gelmişiz, sanki kabullenmişiz gibi. Efendim bu sorun bugünün sorunu değil, yılların sorunu, ama ne tepkimiz var ne de sesimiz. Bunu yaparken ülkenin birliğini beraberliğini bozmadan, bunu devletimize karşı değil terör örgütüne karşı yapmalıyız. En azından üzerimize ölü toprağı serpilmediğini bilmeliler.

       Bakıyorsunuz bu işi bitirmesi gerekenler terörden nemalandıklarını görüyorsunuz. Yıllardır bu örgüt büyümeden bitirilmesi gerekirken göz yumanların amacı ne idi. Geçtiğimiz günlerde Teke Tek programında günah çıkaran Eski Dağlıca Motorize Taburu eski komutanı Onur Dirik’in anlattıkları kendini aklama değil de gerçekse ordumuzun durumu içler acısı.

       Gece bu teröristleri görünmeyen her onlarla PKK’yı besleyen ve dağıtan helikopterlerin sınırlarımız içinde ne işi var? Bunlar görülmüyor mu? 250 kişilik gurup Dağlıca ya kadar ellerini kollarını sallayarak geliyor gören yok. Hangi dönemde yaşıyoruz, yerdeki karıncayı takip eden teknolojinin olduğu bir dönemde benim ordum kimseyi görmüyor.

       Bir terör örgüt elamanını dinlemenin başına getiren Dirik günah çıkaracağına bunları tespit etse idi. 33 saat çatışma oluyor ülke sınırlarında bir tane takviye kuvvet gelmiyor. 11 ayrı raporla bu bölge 2007 de üst makamlara bildiriliyor kimse gala almıyor, ne oluyor diye bakan yok. Katırlarla ülkeye giren örgüt elamanları görülüyor askere sırt döndürülüyor. Çünkü kurt elmanın içine girmiş, acilen kurt elmadan çıkarılmalı.

      Ateş düştüğü yeri yakıyor, iki gün içinde 26 askerimiz ve bir gün önce de 5 polisimiz ve 4 vatandaşımız şehit oluyor. Toplam rakama bir bakın tam 35 kişi. Kimin yürekleri yandı anaların babaların yürekleri yandı. Şehitlerimizin evlerine ve memleketlerindeki yaşam tarzlarına bakıyorum tamamının gariban ve genelde Anadolu çocukları olduğunu görürsünüz. Lüks yerlerde yaşayan aile çocukları hiç var mı bunca yavrunun içinde?

      Eli silah tutmayan bir iki ay yat kalkıla zaman geçiren bu körpe çocukları teröristlerin önüne yem olarak vermek hangi vicdanlara sığar? Bu anneler çocuklarını teröre yem olsun diye mi büyüttü. Silah sesi duyunca yere yatan ve korkan eli silah tutmaktan aciz bu yavruların suçu ne de kurda kuşa yem ediliyor?

      Açılım ve özgürlük adına gösterilen müsamahakârlık bunlara bugüne kadar cesaret vermedi mi? Açılım açılım derken neyi açtık, kime ne kapalı idi de biz açacaktık. Evet, bu zaman zarfında yeterli zaman bulup daha da güçlendiler. Keşke bunların bu yaklaşımdan anlamadığını yetkililerimiz bugün anladıklarını dün de anlayıp işin üstüne karalılıkla gitseydi.

      Şu aşamadan sonra alınan kararlar fevkalade ama keşke bu kararlar anaların yürekleri yanmadan alınsa idi. Bu bölgede yaşayan insanlarda artık bu hainlere Sayın Başbakanın dediği gibi taraf olmadan karşı koymalılar.

       Dünün bizdeki aşırı sol aşırı sağ çatışması gibi buradaki terör örgütünün Kürt komünist kimliği içinde oldukları bölge halkına anlatılmalı. Dini inanç ve yaşamdan uzak oldukları onlara anlatılmalı. Kürt kimliğinin kullanıldığı ve bundan yararlanılmaya çalışıldığı onlara anlatılmalı. Bu sarp kayalık ve dağlara mühimmat ve yiyecek içecek malzemelerin insan gücüyle getirilmediği dış güçlerce getirildiği engellenmeli.

       İşin en önemlisi, Irak sınırı içinde düz araziyi ele geçirip sınır kontrolü sağlanmalı ve dağlardaki terör yuvaları da yok edilmeli. Yoksa Allah korusun bir iç çatışma çıkarsa bundan hepimiz ve ülkemiz zarar görür. Dış güçlerde amaçlarına ulaşmış olurlar, onların amacı da zaten bu.  Devletimiz bu konunun bitmesi için ne gerekiyorsa yapmalı, geçmişi bir tarafa bırakarak bundan sonra ne yapabilirizi konuşmalı ve çözüm üretilmeli bizlerde deste olmalıyız. Şehidimiz Yavuz Çoban ve diğer şehitlerimize Allah’tan rahmet yakınlarına baş sağlığı diliyorum.”

YORUMLAR

  • 0 Yorum