İslam’a karşı açıkça tavır almış olan kimi kişilerin Mevlana'nın bazı görüşlerine yoğun ilgi ve sempati göstermeleri oldukça dikkat çekici. Allah'a, Peygamberimiz (asm)’a ve dinimizin kutsallarına yönelik uygunsuz davranışlar sergileyen, dahası 'her türlü dini düşünceye karşı olduklarını' açıkça söyleyen bazı kişilerin, Mevlana'nın görüşlerine ve eserlerine tam tersi bir yaklaşım göstermelerinin elbette önemli bir sebebi var.
Samimi Mevlevileri tenzih ederim ama yıllardır bir oyun oynanıyor. İngiliz derin devleti 'Müslüman' üyelerinin sürekli eşcinsellik propagandası yaptıkları kimi 'Rumi' vakıfları kullanarak, İslam yerine yeni bir din inşa etmek istiyor. Ve bu dinin adı kendi ifadeleriyle; “İngiliz İslam’ı!”
Mevlana Celaleddin Rumi 13. yüzyılda yaşamış bir düşünür ve mutasavvıf. En önemli eserlerinden biri de Mesnevi. Onun vefatından sonra derlenmiş olan bu eserdeki görüşlerin ne kadarının Mevlana'ya, ne kadarının başkalarına ait olduğu ise tartışmalı bir konu. Bazı tarihçiler, 'Mesnevi'yi Mevlana'nın oğlunun yazıp babasına malettiğini', bazıları da 'Mesnevi'nin üç ayrı kişi tarafından kaleme alındığını öne sürüyor.
“Mesnevi'nin gerçek yazarı kim olursa olsun, bu eserde Kur’an'a uygun olmayan çok fazla anlatım vardır. Bu anlatımlarda, Kur’an'da açıkça 'haram' olduğu bildirilen bazı fiillerin, 'İslam'a göre sözde meşru olduğu' öne sürülmektedir. Çok açık ve uygunsuz üsluplarla, homoseksüelliği ve çocuklara tecavüz edilmesini içeren kıssalar anlatılmakta', 'kadınlar aşağılanarak cinsiyet ayrımcılığı yapılmakta', 'şarabın helal olduğu savunulmakta', 'Mesnevi'nin kutsal bir kitap olduğu öne sürülmekte', 'yaşamın evrimle meydana geldiği belirtilmekte', 'Mevlana'nın Peygamber olduğu ima edilmektedir'. Oysaki bunlar, İslam'a ve Kur’an hükümlerine tümüyle zıt görüşlerdir.” ( http://a9.com.tr/ )
Mesnevi, daha ilk sayfasındaki önsözde, Allah'ın Kur'an'da, Kur'an'a dair yaptığı tanımlarla Mesnevi’yi överek başlıyor;
"Rahman ve Rahim olan Allah'ın Adıyla. Bu mesnevi kitabıdır. O, ulaşma ve kesin bilme sırlarını açıklamada dinin asıllarının asıllarının asıllarıdır. O, Allah'ın en büyük fıkhıdır, Allah'ın en aydınlık yoludur ve Allah'ın en açık delilidir. "Işığın hali, içinde kandil bulunan kandillik gibidir. (Nur Suresi, 35) Sabahın ilk anlarından daha parlak verir. O, pınarları ve dalları bulunan gönül cennetleridir. Onda, bu yolun oğullarınca "Selsebil" diye adlandırılan bir pınar vardır ve makam ve keramet sahiplerince en hayırlı makam ve en güzel dinlenme yeridir. Ulu kişiler orada yerler içerler; özgür kişiler orada huzur bulur ve neşelenirler. O, Mısır'da ki nil gibi, sabredenler için içecektir; Firavun soyuna ve kafirlere hasrettir. Allah'ın dediği gibi "Onunla çoğunu sapıtır, çoğunu doğru yola getirir. (İsra Suresi, 9) Gerçekten o gönüllere şifadır, hüzünlere ciladır (İsra Suresi, 82) ve Kur'an'ı açıklayıcıdır. Rızıkları genişletir ve Ahlakı güzelleştirir. Kerem sahibi salih yazıcıların elleri ile yazılmıştır. (Abese Suresi, 13-16)) Temiz kişilerden başkasının ona dokunmasını men ederler. (Vakıa Suresi, 79) Alemlerin Rabbinden indirilmedir. (Vakıa Suresi, 80, Bakara Suresi, 79, Al-i İmran Suresi, 78, Maide Suresi, 13) Batıl, onun önünden ve arkasından gelemez. (Fussilet, 42) Allah gözetir ve korur. (Hicr Suresi, 9) O, en iyi koruyucudur ve merhametlilerin en merhametlisidir. Mesnevi'nin başka lakapları da vardır. Yüce Allah ona lakap verdi. Bu azla sözü kısalttık
ve az çoğa işaret eder; yudum göle işaret eder; bir avuç buğday, harmana işaret eder.” (Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu, Mesnevi, Celaleddin Rumi, Akçağ Yayınları, 885 Sayfa:35; Önsöz) (Bu önsözün orjinali arapçadır ve Celaleddin Rumi'ye aittir. Mesnevi Farsçadır.)
Mesnevi'deki, İslam’a zıt olan bazı bölümlere bakalım;
"Bu alem, Müslümanlıktan da dışarıdır, kâfirlikten de. Orada ne Müslümanığın işi vardır, ne kâfirliğin..." (M. Celaleddin, syf 198, Seçme Rubailer, syf 18)
"Tanrı'dan vasıtasız olarak verilmeyen ilim, gelini süsleyen kadının ona sürdüğü renk gibi diri almaz, uçar gider." (Mesnevi, syf 276)
(Peygamberimize ilim Cebrail(asm) vasıtası ile gelmişti. Haşa, değersiz miydi?)
“Bu alem Müslümanlıktan da dışarıdır, kafirlikten de. Orada ne Müslümanlığın işi vardır, ne kafirliğin.” (Mevlana Celaleddin, sf 198, Seçme Rubailer, syf 18, Rubai 67)
… Önümüzdeki hafta bu konuya devam etmek dileğiyle hayırlı bir hafta dilerim.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: