-

ASÜ DE MAHREMİYET VE SOSYAL MEDYA KULLANIMI ANLATILDI

Aksaray Üniversitesi (ASÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zeliha Seçkin, kişilerin sosyal medya paylaşımlarıyla ...

ASÜ DE MAHREMİYET VE SOSYAL MEDYA KULLANIMI ANLATILDI
02 Mayıs 2017 - 12:21
Aksaray Üniversitesi (ASÜ) Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zeliha Seçkin, kişilerin sosyal medya paylaşımlarıyla nerede, ne yaptıklarına dair bilgilerini ve psikolojik durumlarını açık eden paylaşımları gönüllü bir şekilde yaptıklarını; mahremiyete yönelik tehditlerin kaynağının da bireyin kendini ifşa etmesi olduğunu belirtti.

61’incisi düzenlenen Felsefe Toplantılarında “Mahremiyet ve Sosyal Medya Kullanımı” başlıklı bir sunum yapan Doç. Dr. Zeliha Seçkin, bireyin, kendisi hakkındaki bilgiyi kontrol hakkını içeren mahremiyetin üç özelliğe sahip olduğunu belirtti. Mekânsal mahremiyet, kişi mahremiyeti ve bilgi mahremiyeti kavramlarına dikkat çeken Seçkin, mekânsal mahremiyetin, “Kişiyi çevreleyen yakın fiziksel alanı korumak” şeklinde anlaşıldığını, ancak teknolojinin gelişmesinin bireyin mekân mahremiyetini korumasını zorlaştırdığını ve zayıflattığını belirtti. Kamera kayıtları ve dinleme cihazlarıyla, bireylerin en korunaklı olması gereken yaşam alanlarının negatif bir şeffaflaşmaya doğru kaydığını söyleyen Zeliha Seçkin, “Kameralar aracılığı ile gözetlenme, George Orwell’ın ‘1984’ isimli kitabındaki ‘Büyük Birader’ dediği, görünmez ama herkesi izleyen eli anımsatıyor” dedi. Seçkin, şöyle devam etti, “Kişi mahremiyeti, kişiyi haksız müdahalelere karşı korumayla ilgili bir kavramdır. Ancak kişiler, sosyal medyayı iletişim kurma amacını aşan bir şekilde kullandıkları için kişi mahremiyeti ihlalinin önüne geçmek, kişinin kendi eliyle zorlaştırılmaktadır. Bu bağlamda sosyal medya, kişisel paylaşımların yayılımını hızlandırdı; dahası kişilerin hesaplarını ele geçirerek, insanları zor duruma düşürecek paylaşımlar yapmayı da mümkün hale getirdi. Sosyal medyayı, kişinin sosyal hayatının linç edilmesine kadar varan mahremiyet ihlalleri yönünde kullanmanın da yaygınlaştığı görülüyor. Bilgi mahremiyeti ise kişisel bilgilerin toplanma, saklanma, işlenme ve dağıtımının nasıl yapılacağı veya yapılmayacağını kontrol etmeyi kapsıyor. Kredi kartları, doktor kayıtları, AVM’lere verilen bilgiler, sosyal medya paylaşımları, dini ve felsefi inançlar, fobiler, zevkler, kimlikler… Bunlar, kendimizi açık ettiğimiz, bilgi mahremiyeti ihlalleri kavramına verilebilecek bazı örnekler arasında yer almaktadır. Sosyal medya kullanım bağımlıları, tüm gün nerede ne yaptıklarına, kimlerle vakit geçirdiklerine yönelik bilgi vermenin ötesinde, psikolojik durumlarını açık eden paylaşımlarda bulunmayı da gönüllü bir şekilde yapmaktadırlar. Mahremiyete yönelik tehditlerin kaynağı bireyin kendini ifşa etmesi, merak ve gözetleme gibi unsurlardır.”

Yapılan konuşmanın ardından Doç. Dr. Zeliha Seçkin, kendisini dinleyen öğrenci ve akademisyenlerin sorularını yanıtladı. 

YORUMLAR

  • 0 Yorum