HAFIZLAR ESTETİK KAVRAYIŞI GÖNÜLLERE İNDİRİYOR

Aksaray Üniversitesi (ASÜ) Somuncu Baba Tarih ve Kültür Araştırmaları Merkezi’nin 5’incisini düzenlediği “Bilgiden İrfana Somuncu Baba Buluşmaları” isimli programa konuk olan Prof. Turan Koç, “Medeniyetimizin Estetik Tezahürleri” başlıklı bir sunum yaptı. Etkinliğin açılışında konuşan Merkez Müdürü Yrd. Doç. Dr. Mehmet Sami Yıldız, Üniversitenin topluma açılan pencerelerinden birisi olmak amacıyla çalışmalar ürettiklerini söylerken, İslami İlimler Fakültesi Dekanı ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Bahaüddin Varol ise medeniyetin, insanlık bilgi ve birikiminin bugüne yansıması olduğunu kaydetti. Bu tanımın işin görünen kısmı olduğuna değinen Varol, “Görünmeyen kısmında ise insanlarımıza insan bilincinin verilmesi, yaşam ve hayata bakış, anlayış, kavrayış ilkelerinin verilmesi; dolayısıyla yaşadığımız hayatı anlamlandıran temel ruhtur medeniyet. Bizler İslam Medeniyetine aitiz. Medeniyetimiz tarihsel süreçte hayata pek çok değer katmıştır ama onun çocukları olan bizler, bir takım değerleri yitirmişiz. Bu nedenle, benzeri içerikteki konuları konferanslar şeklinde topluma sunmaya çalışıyoruz” dedi.

- Hafızlar Estetik Kavrayışı Gönüllere İndiriyor -

“Çok büyük bir medeniyetin varisleriyiz” diyerek konuşmasına başlayan Dekan Prof. Dr. Turan Koç, “Sanat nedir?” diye sorulduğunda, önce sanatın can damarı Kur’an-ı anlatmak gerektiğini kaydetti. Güzel sesli hafızların Kur’an hakikatini kulaklardan gönüllere indiren üstatlar olduğuna dikkat çeken Koç, “Hafızlar bu bakımdan çok önemli. Çünkü onlar estetik kavrayışımızı, vicdani zevkimizi kulaktan gönüllere indiriyorlar. Hattatlarımız da Kur’an hakikatlerini gözden gönüllere indirmişlerdir. Ayşe Validemiz, Peygamberimizle ilgili olarak ‘O neydi’ diye sorulduğunda “O yürüyen Kur’an’dı” diyor. Bilmemiz gereken bir başka husus ise bizim medeniyetimizin, düşüncemizin, mimarimizin can damarı Kur’an ve onun ilk temsilcisi Peygamberimiz olduğudur” dedi. Süleymaniye Camisi’nden örnekler veren Prof. Koç, şöyle devam etti: “Süleymaniye İstanbul’un incisidir. İslam’ı bilmeyen birisi ‘İslam nedir?’ diye sorsa ve ona Süleymaniye Camisi’ni göstererek ‘İşte İslam budur’ dense doğru olur. Çünkü Süleymaniye Camisi’nde Kur’an var, Hadis var, edep var, erkân var, birlik var, beraberlik var… İslam’ın hakikatinin elle tutulur, gözle görülür bir şekilde tecessüm ettiği mekânlar camilerdir. Bunun yanında mektepler, medreseler, çeşmeler, tekkeler, saraylar, köşkler, evler, yollar, mezar taşları… Bunların hepsi hakikat anlayışımızın, varlık tasavvurumuzun, bilgi ve değer telakkimizin günümüze kadar gelmiş belgelerdir” şeklinde konuştu.

 

ASÜ Konferans Salonu’nda düzenlenen programı öğrenciler ve akademisyenler ilgiyle takip etti.