'dik dur'

G-20 zirve fıkrası, melih aşık'ta:

"liderlere verilen yemekte,

merkel'in başındaki garson bir türlü

servis yapmayınca meraklanıp sormuş merkel,

"neden servis yapmıyorsunuz?"

"eğilemiyorum" demiş garson..

"aa, neden" diye sormuş merkel..

"bize herşeyi öğrettiler ama eğilmeyi asla" demiş garson,

"biz dik dur eğilme sloganlarıyla büyütüldük, eğilemiyoruz"

merkel ilkeli duruştan çok etkilenmiş,

gözyaşlarını tutamamış"



merkel gözyaşını mı yoksa

başka bi'şeyini tutamamış bilmiyoruz,

ama söz eğilmemekten açılmışken

biraz da biz katkı verelim, fıkraya..

sözün tamamı, "dik dur, diklenme" idi..

satır arasına girelim ve sözü özüyle açalım:

. ilkeli ol, kararlı ol, dirençli ol demek..

. hafif rüzgarlarda yön değiştirme,

bir uçtan ötekine savrulma demek..

. şimdiki duruşun öncekileri yalanlamasın demek..

. ilkeli olma anlamında

başında ne isen sonunda aynı ol

ama oklava yutmuş gibi olma, çünkü

oklava da başında ne ise sonunda aynı

ama ilkeli olduğu için değil odun olduğu için..

. dik dur, ilkeli duruş göster demek..

. lastik gibi esneyip durma yoksa sündürürler demek..

. sakız gibi gevşeyip durma yoksa çiğnerler demek..

. balon gibi şişme yoksa bi'iğneyle patlarsın demek..

. köşeli duruş sergile, başköşede otur demek..

. ikide bir başkasına göre hizaya geçip durma,

ilkeli duruşun başkalarını hizaya getirsin demek..

. dün sövüp saydığını bugün görünce

sanki hiç o değilmiş gibi yerlere yatma,

yere göğe sığdıramayıp övgüler düzmeyi bırak demek..

. dün arkasından söylediklerinin tümünden vazgeçtik,

hiç değilse bir kısmını yüzüne karşı söyle demek..

. görev duruşu ile ezik duruşu birbirinden ayırt et,

ev sahipliği ile teşrifatçılığı birbirine karıştırma demek..



bunları niye mi yazdık,

çünkü bu sözün asıl sahibi,

bu esbâb-ı mûcibelerle söylemişti,

bağlamından özünden koparılmasın, istedik..

çünkü,

. dik duruş esas/içerik/muhteva/kalple,

derinlik, donanım, yeterlilikle, dinamizmle ilgili..

ilkelilikle, kararlılıkla, dürüstlükle ilgili..

başarıya endeksli hareketlilikle ilgili olup

devlet adamı işidir, dik duruş..

. diklenme ise şekil/görünen/kalıpla,

sığlık, sıradanlık ve yetersizlikle ilgili..

ilkesizlik, kararsızlık, riyâkârlıkla ilgili..

başarısızlığa mahkum boş boş bakmakla ilgili olup

sokak adamı işidir, diklenme..

. 'diklenme' demek, 'odun olma, ilkeli ol' demek..

eski tâbirle 'zarfa değil mazrufa önem ver' demek..

. kuru kuruya diklenme, yeşertirler demek..

. kazık gibi durma, çakarlar demek..

. 'diklenme' nasihatını böyle algılayanların,

'eğilmemeyi' 'dik duruş' algısı/yedirişine getirip

'itibar devşirme' çabasına girişmesi yok mu,

acıyla tebessüm ettiriyor, iş! bileni..



ezcümle,

kavramların içini boşaltmak

garson işi değil 'garson kafa' işi..

bu mantık doğru olsaydı şayet,

merkel dışındaki liderlere servis yapan görevliler,

"eğilmeden nasıl yapmışlar ya" derdik..

çünkü görüntülerdeki bütün görevliler

görevlerini bi'hakkın lâyıkıyla ifa ediyorlardı,

hem de aynı anda, senkronizeydiler yani..

kıyafetleri bile aynı ve renkleri beyazdı,

biri hariç, o siyahtı.. sebebini anlayamadık

ama olsun, bizim için önemli olan dimdik durmaktı..



not:

öğretmenler gününde,

öğrenemeyenlere biraz öğretelim istedik..

öğretmenlerimizin günü kutlu ve mutlu olur inşallah..RT.



E-Posta: [email protected]