DÜŞÜNCE KURULUŞLARININ TEMEL AMACI BİLGİ ÜRETMEK

İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin (İİBF) her hafta düzenlediği Felsefe Toplantılarının 53’üncüsünde “Türkiye’de Düşünce Kuruluşlarının Kamu Politikası Süreçlerindeki Rolü ve Etkisi” konulu bir sunum yapan Yemen, genel özelliklerden söz etti. Düşünce Kuruluşlarının, “Çeşitli konularda araştırmalar yaparak değişik politikaların geliştirilmesine ve uygulanmasına dönük öneriler geliştiren, danışmanlık hizmetlerini gerçekleştiren örgüt” olarak tarif edildiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Aysun Yemen, “Bu kuruluşlar bilgiyi alıyor, filtrelendiriyor ve çeşitli kurumlara gönderiyor. Kâr anlayışı gütmezler, siyasi bir anlayış ya da bir siyasi parti yandaşlığını temsil etmezler; özel, sivil ya da kamusal olabilirler ama genelde, görece bağımsızdırlar” dedi. Düşünce Kuruluşlarının ilk olarak Amerika’da ortaya çıktığını ve ilk çıkış noktasının ise 1907 yılında “Ulusal Güvenlik ve Uluslararası İlişkiler” olduğuna dikkat çeken Yemen, “Düşünce Kuruluşları yasal zeminde, Sivil Toplum Kuruluşları (STK) şeklinde değerlendiriliyor. Ama bu kuruluşların STK’lardan farkları var. STK’lar, bireylerin bazı ortak amaçlarını gerçekleştirmek için gönüllülük esasına dayalı şekilde bir araya gelir. Düşünce Kuruluşları ise bilgi üretmek gibi temel bir amaçla işlevsellik kazanır. Yani birinde gönüllük vurgusu, diğerinde bilgi üretme ve üretilen bilgiyi kullandırma vurgusu ön plana çıkıyor” dedi.

Yemen, 2015 yılında yayınlanan indekse göre “Dünyanın En İyi 100 Düşünce Kuruluşu” listesine Türkiye’den iki kuruluşun girdiğini belirterek, “Bunlar, Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (TESEV) ile Liberal Düşünce Kuruluşu’dur. Bu kuruluşların sayısı bir nevi yönetişimle de ilişkilendirilebiliyor” dedi.