-

MHP MİLLETVEKİLİ KAŞLI MECLİSTE AKSARAY'IN SORUNLARINI DİLE GETİRDİ

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Aksaray Milletvekili Ramazan KAŞLI, 19.12.2018 Çarşamba günü saat::22.10'da Aksaray'ımızla ilgili 24 Haziran seçimlerinde seçim beyannamemizde verilen sözlere ilişkin öneriler (1. Aksray-Hasandağı Askeri Acemi Birlik Getirilmesi 2. Aksaray'a uluslararası standartlarda futbol stadyumu yapılması) ve 68 Aksaray Belediyespora karşı yapılan olumsuzluklar ve desteğini dile getirdiği Milliyetçi Hareket Partisi grubu adına yapmış olduğu konuşmadan bazı önemli bölümler...

MHP MİLLETVEKİLİ KAŞLI MECLİSTE AKSARAY'IN SORUNLARINI DİLE GETİRDİ
20 Aralık 2018 - 11:59
Yerel yönetimlerin en büyük sorunu yerel kaynaklarını harekete geçirememe ve eldeki mevcut kaynakları istenen düzeyde kullanamamasıdır. Hızlı nüfus artışı, gelir gider dengesizliği, büyük yatırımların finansman ihtiyacı ve kamu idarelerine olan yükümlülüklerin yerine getirilememesi gibi nedenlerle borçlanmaya giderler.

Gelirlerin bugünden harcamaya dönüşmesi olarak da tanımlanabilecek olan borçlanma, 1990'lı yıllardan sonra başta büyükşehir belediyeleri olmak üzere, belediyelerin, yatırımlarını finanse etmek için başvurduğu en önemli temel kaynaklardan birisi haline gelmiştir.

Mali özerklik açısından bakıldığında yerel yönetimlerin borçlanma kararını vermelerinde özgür olmaları istenir. Ancak borçlanmasında dünya genelinde bir sınırlama ve mâli kurala bağlama gereği hissedilmektedir. Bu bağlamda Yabancı kaynak kullanımına yasal dayanak olarak 5393, 5302 ve 4749 sayılı kanunlarda düzenleme yapılmıştır.

Dış borçlanma, İller Bankasından yatırım kredisi ve nakit kredi kullanma, Tahvil ihracı, İç borçlanma yerel yönetimlerin finansman kaynakları arasındadır.

Burada dikkat edilmesi gereken Dış kaynaklardan yararlanmadır. Belediyeler özellikle dış proje kredilerinden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmeyince Hazine bu yükümlülükleri üstlenmektedir.

Yani dış borç veren alacağını alıp aradan çekilince, sorun bir iç mesele haline dönüşmektedir. Bu ve benzeri durumlarda borçlanma hususu çok yerinde olacak şekilde değerlendirilmelidir. Yerel yönetimlerin yabancı kaynak kullanımlarında dikkat etmeleri gereken en önemli husus; kullanılan yabancı kaynağın vadesi ve bu kaynak ile finanse edilecek yatırım projesinin ekonomik ömrüdür.

Yatırım projeleri gerçekleştirildikten sonra bu yatırımlardan beklenen faydalar uzun bir vadeye yayılmaktadır. Dolayısıyla yatırım projelerinin finansmanında kullanılacak yabancı kaynakların vadeleri de bu süreyle uyumlu olmalıdır. Aksi takdirde zamanla gelir gider uyumsuzluğu söz konusu olacağından Hazine ile yerel yönetimler karşı karşıya kalıp bir iç borç sorunu doğacaktır. Bu durum merkezi yönetim üzerinde bir mali yüke neden olacaktır.

Hazine, halkın hazinesi olup ve halka hizmet Hakk’a hizmet düsturuyla; renk, dil, din, ırk farkı gözetmeksizin, gerçekten kamu yararına olan, partizanlık gütmeyen katma değeri yüksek, hayata geçtiğinde bölge halkının kalkınmasına ve faydasına olacak,; kamuya uzun vadeli fayda sağlayacak ve devleti kâra geçirecek projeler, millet menfaati gözetilip parti menfaati gözetmeksizin desteklenmeli, önündeki engellerin aşılmasında kolaylık sağlanmalıdır.

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri

Görüşmekte olduğumuz bütçe teklifi, Milliyetçi Hareket Partisi olarak hem referandumda hem de cumhur ittifakıyla, seçimlerde verdiğimiz desteğin ardından Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin ilk bütçesidir. Dolayısıyla yürütmenin bu yetkiyi isabetli kullanması bizim de verdiğimiz destek sebebiyle çok önemlidir.

Özellikle son dönemde toplumun büyük bir kısmı tarafından Türkiye Cumhuriyeti Devletinin güvencesi olarak kabul gören Liderimiz SAYIN DEVLET BAHÇELİ beyefendinin de belirttiği gibi;

 Bu bütçe sokakta işsiz gencimize, atanmayı bekleyen öğretmenimize, asgari ücretlimize, amirimize, memurumuza, işçimize, çiftçimize, emeklimize, esnaf ve sanatkârımıza, tüccarımıza, işverenlerimize, öğrencimize, serbest meslek sahiplerimize kısaca 81 milyon vatandaşımıza umut olmalıdır.

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri

Milliyetçi Hareket Partisi olarak destek verdiğimiz 16 Nisan 2017 tarihli Anayasa değişikliği halk oylamasıyla Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi 9 Temmuz 2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yeni sistemle yürütmenin başı da Cumhurbaşkanı olmuştur.

Milliyetçi Hareket Partisi, Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminin tüm kurum ve kurallarıyla sağlıklı bir zemine oturtulması ve sistemin tüm unsurlarıyla işlemesi hususuna hassasiyetle yaklaşmaktadır.

15 Temmuz hain darbe kalkışmasını ve içinde bulunduğumuz coğrafyanın hareketliliğini göz önüne aldığımızda Türk Milliyetçilerinin beka hassasiyetini iyi anlamlandırmak lazımdır. 27. Dönem Milletvekilliği seçimleri öncesinde ve sonrasında küresel güçlerin kur ve faiz üzerinden şiddetini artırarak hissettirdikleri ekonomik savaş halinde Türkiye ekonomisi istikrarsızlığa sürüklenmek istenmiştir.

       Yaşanan bu küresel tehditler ile ekonomimizin sarmala alındığı sıkıntılı dönemde devletimizin ve milletimizin yanında olmak, tehdit ve tehlikeler karşısında ortak, millî tavır geliştirebilmek hayati önemdedir. Böylesine bir ekonomik savaş ile yüz yüze iken Türk Milliyetçilerinin ve onun Lideri Sayın Devlet BAHÇELİ beyefendinin duruşu çok anlamlıdır.

 

       Bizler inanıyoruz ki Türk Milleti, küresel saldırılara karşı tek vücut olduğu sürece bu sorunların üstesinden gelecektir. Bizler de milletten aldığımız yetkiyle üzerimize düşeni yapmaya gayret göstereceğiz. Eğer Türk Milleti olarak bu sorunların üstesinden gelme yetisini sağlayabilirsek hem Ulusal hem de Uluslararası piyasalarda Türk ekonomisine güven artacak, Ekonomimiz daha da istikrarlı hale gelecektir.

 

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri

Bütçe, sosyo-ekonomik meselelere çözüm üretmedikten sonra sıradanlığa mahkûmdur. Bir ekonominin başarısı, ancak insanların hayat standartlarını düzeltmesiyle değerlendirilmektedir.

Ne kadar iyi bütçe yaparsak yapalım, ne kadar parlak hedefler koyarsak koyalım; şayet huzur ve sükûnetimiz kaybolmuşsa, beka ile birlikte yaşama iradesi risklerle karşı karşıyaysa süslü sözler bir şey ifade etmeyecektir.

Türkiye ekonomik bir saldırıya uğramış, ekonomi aracılığıyla Türkiye’nin diz çökmesi hedeflenmiştir. Alınan tedbirlerle bu girişimlere set çekilmiş ancak ekonomik güvenlik tehdidi devam etmektedir. Bu tehdidi kalıcı olarak önleyebilmek ekonomideki bağışıklık sistemimizi güçlendirmemizi gerektirmektedir. Türkiye başta yapısal tedbirler olmak üzere ekonomiyi kırılgan hale getiren unsurları süratle gidermek için çözüm önerilerimizi 9 madde ile özetleyecek olursak;

Devlet çarkının işlemesi, ekonomik dişlilerin çalışması açısından hayati öneme haiz olan bütçe, kaynakların dağılım ve bölüşümünde en zorda bulunan toplum kesimlerini gözetmesi isabet olacaktır. Bu kapsamda;

* Ekonomi kurumları arasında koordinasyon eksikliğini kaldırmalıyız.

* “Emaneti ehline verme” ilkesi çerçevesinde liyakate  özen göstermeliyiz

* Yönetim kalitesi çerçevesinde hukuku üstün tutmalıyız

* Dış finansman bağımlılığımızı azaltıp, ekonomik güvenliği sağlamak zorundayız.

* Ekonomik büyüme dengeli ve sürdürülebilir hale getirmeliyiz.

* Teknolojiyi üretip ticarileştirmeli ve ar-ge çalışmalarına önem vererek beyin göçünü engellemeliyiz.

* Mali disiplini ve vergi adaletini sağlamalıyız

* TÜİK tarafından %11,4 olarak açıklanan işsizlik oranını acilen aşağılara çekmeliyiz.

* Fiyat istikrarını sağlayıp, enflasyonu aşağılara çekmeliyiz.

            Türk Milliyetçileri olarak bizler işaret ettiğimiz hususlarda Milli Ekonomimizin ve devletimizin yanında olduğumuzu ve olacağımızı beyan ediyoruz. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sisteminin ilk bütçesini olumlu buluyor, milletimize hayırlı uğurlu olmasını diliyorum…

 

AKSARAY İLİMİZLE İLGİLİ ÖNERİLER VE ÇÖZÜMLER

 

Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri

       Bütçe görüşmelerimizin sonlarına yaklaşırken konuşmamın kalan bölümünde memleketim olan Evliyalar Şehri Aksaray’ımız ile ilgili bazı tekliflerimizi dile getirmek istiyorum.

 

       15 Temmuz'da gerçekleştirilen hain kalkışmadan sonra yapılan yorum ve analizlerde Başkentimiz Ankara’nın içinde ve çevresinde bulunan Askeri Birliklerin konumlarının ne kadar riskli olduğu çok net ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda askeri alanların şehir dışına taşınmasına yönelik çalışmaların devam ettiğini biliyor ve bu konunun ülkemizin güvenliği açısından önemli olduğunu buradan bir kez daha ifade ediyorum.

 

       Başkentimiz Ankara ile 1,5-2 saat mesafede bulunan memleketim Aksaray, konumu itibarıyla kuzeyi güneye bağlayan E90 karayolu ve batıyı doğuya bağlayan yolların kesişim noktasında bulunması hasebiyle günün 24 saati Türkiye’nin her yerine ulaşımı rahatça sağlanabilmektedir.

 

       Ülkemizin güzide şehirleri olan Kayseri, Bolu ve Isparta’da ki dağ komando tugaylarından örnekle Aksaray Hasan Dağı’nın eteklerine Dağ komando tugayı getirilmesini talep ediyoruz. Bahsettiğim yerde 10 futbol sahası büyüklüğünde alanımız mevcuttur. Arazinin müsaitliği ve dağlık yapısı ile bu bölge dağ komando eğitimi verilmesine oldukça elverişlidir.

 

       Bahsi geçen saha bölgede bulunan belde ve köylere yaklaşık 20-30 km, Aksaray merkezine ise 35 km. uzaklıkta olup ve yerleşim bölgesinin dışındadır. Yemin törenine ve askeri ziyaretlere gelecek olan vatandaşlarımız için her saat karayolu ile ulaşım mümkündür.

      

       Ayrıca 10-15 bin mevcutlu Acemi birliklerinin büyükşehirlerin dışına çıkarılması Anadolu'nun ekonomisini kalkındıracağı gibi, birçok alanda istihdam yaratacak ve büyükşehirlere olan göçü azaltacaktır. Acemi er-erbaşların çarşı izninden, ailelerinin yemin törenlerine katılmasına kadar olan süreçte taşraya ciddi bir nüfus akışı sağlanacaktır. Konaklama, yiyecek-içecek, hediyelik eşya vb. tüm sektörler zincirleme olarak gelişecek bu da yeni istihdam alanları yaratacağı gibi vergi gelirlerinin de artmasını sağlayacaktır.

 

       Bütçesini görüşmekte olduğumuz 2019 yılına az bir zaman kalmışken, Cumhur İttifakına %76 ile destek veren Aksaraylı hemşehrilerim Milli Savunma bakanımızdan ve Cumhurbaşkanımızdan bu müjdeli haberi bekliyor.

     

       Sayın Başkan, Değerli Milletvekilleri

       Dile getirmek istediğim bir diğer husus ise futbol takımımız Aksaray’da maçlarını 2-5 bin arası seyirci kapasiteli ve şeref tribünü üzeri açık olan bir stadyumda oynamaktadır. Bu stadyum maalesef şehir stadı niteliklerini taşımamakta ve Aksaray’ımıza yetmemektedir.

       İhtiyacımız kapsamında Aksaray’ımıza Manisa-Akhisar stadyumunun benzeri yeni bir futbol stadyumu yapılmalıdır.  Aksaray ilimizde uluslararası futbol müsabakalarına uygun yeni bir futbol stadyumun yapılması için yaklaşık 6 yıl önce Milli Emlak’tan Aksaray-Konya yolu üzeri 125 dönümlük arazi tahsis edildiğini biliyoruz.

 

       Ancak bugüne kadar yatırım programına alınmadığı ve de herhangi bir işlem yapılmadığı için bu konun önemle gündeme getirilmesini gerekli görmekteyiz…

       Yeri gelmişken Aksaray Belediyespor’umuz üzerinde oynanan kirli oyunlara da değinmek istiyorum. Aksaray Belediyespor’umuz, Spor toto bölgesel lig 5 grupta ilk devreyi lider tamamlamıştır. Fakat bazı odakların şampiyonluğumuzu engellemeye yönelik girişimleri olduğunu görmekteyiz. Kötü niyetli bu girişimlere karşı Aksaray şehri olarak, takımın büyük ve manevi gücü olan taraftarımız ile birlikte hareket edeceğimizin ve siyah beyazlı camiamızın yanında olduğumuzun bilinmesini istiyor;

       Bu duygu ve düşüncelerle 2019 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi’nin kamuya, ülkemize ve aziz milletimize hayırlı olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum…

 

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum